T

Notes

  • 21.04.2020KORONAVIRÜS SALGINI VE ALINAN TEDBIRLERIN İŞYERİ KIRA SÖZLEŞMELERINE ETKISI



    KORONAVIRÜS SALGINI VE ALINAN TEDBIRLERIN İŞYERİ KIRA SÖZLEŞMELERINE ETKISI

    Ülke genelinde alınan en ciddi önlemlerin başında şüphesiz bazı işyerlerinin İçişleri Bakanlığı genelgesi ile kapatılması gelmektedir. Bu da kendisinden tamamen bağımsız ve aksinin yapılmasının mümkün olmadığı bir nedenle işyerini kullanamayan kiracının kira ödeme yükümlülüğünün devam edip etmediği sorununu gündeme getirmektedir. 22.03.2020 tarihli 2279 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile icra ve iflâs takiplerinin durmuş ve 1.3.2020-30.6.2020 tarihleri arasında ödenemeyen kira bedellerinin kira sözleşmelerinin feshi ve tahliye sebebi oluşturmayacağı hükme bağlanmış olsa da bu düzenlemelerin hiçbiri ilgili dönemlere ilişkin kira borcunun ödenme yükümlülüğünün ortadan kalktığı anlamı çıkarılamamaktadır. Dolayısıyla bu dönemlere ilişkin kira borcunu ödeme yükümlülüğünün devam edip etmediği sorusunun cevabını genel hukuki düzenlemeleri değerlendirerek bulmak gereklidir.

    Sözleşmede bu hususta bir düzenleme var ise;

    Öncelikle elbette taraflar arasında imzalanan sözleşmede salgın hastalık konusunda bir düzenleme getirilmiş ve sonuçlar belirlenmiş ise somut olaya bu hükmün uygulanacağı açıktır.

    Sözleşmede bir düzenleme yer almamakla birlikte kiralanan işyerinin ne şekilde kullanılacağı yazılmış ise; 

    Bilindiği yapılan düzenlemelerde yasaklanan durum işyerlerinin kullanılması değil belirli faaliyetlerin yapılmasıdır. Eğer kira sözleşmesinde kiralanan yerin restoran olarak kullanılacağı açıkça belirtilmiş ise bu faaliyet genelge kapsamında yasaklanmış olduğundan kiraya verenin  “kiralananın kiracının kullanımına uygun bir şekilde bulundurma yükümlülüğüne” aykırı davrandığı kabul edilecek ve yasak söz konusu olan döneme ilişkin kiracının kira ödeme borcu söz konusu olmayacaktır. Ancak sözleşmede kiralananın sadece işyeri olarak kullanılacağı yazılmış herhangi bir detay belirtilmemiş ise bu durumda bu hükme dayanılamayacaktır. Çünkü ilgili yerin kullanılamaması kiracının seçmiş olduğu faaliyetten kaynaklanmakta olup kiraya veren ilgili yeri işyeri olarak kullanıma uygun şekilde bulundurma yükümlülüğünü yerine getirmiş olacaktır. 

    Işyeri Avm içerisinde yer almakta ise; 

    Bilindiği gibi alışveriş merkezleri içinde yer alan işyerleri de kapatılmıştır. Avm ler içerisinde yer alan işyerlerine ilişkin kira sözleşmeleri de tabiatı gereği belirlenen avm içinde işyerini kullanıma hazır bulunma yükümlülüğü ihlal edilmiş olduğundan kiracının kira ödeme borcu söz konusu olmayacaktır. 

    Diğer işyeri kira sözleşmelerinde;

    Yukarıda gösterilen kira sözleşmeleri dışında kalan işyeri kira sözleşmeleri için ise aşırı ifa güçlüğü düzenlemelerinin uygulama alanı bulması gereklidir.
    “Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır.”
    Salgın hastalığın öngörülemeyeceği ve kiracının bu hususta herhangi bir kusuru olmadığı izahtan varestedir. Fikrimizce de işyerini kullanamayan ve dolayısıyla tüm gelir kaynağı adeta yok edilmiş kiracının kira borcunun tamamını ödemesi dürüstlük kuralına aykırı olacaktır. Bu durumda kiracı ile kiraya verenin ortak paydada buluşması (örneğin kira borcunun yarısının ödenmesi gibi) gerekecektir. Anlaşmanın sağlanamaması durumunda ise  1.3.2020-30.6.2020 tarihleri arasında ödenemeyen kira bedellerinin kira sözleşmelerinin feshi ve tahliye sebebi oluşturmayacağı nazara alınarak (kanaatimizce uygun bir kira bedelinin ödenmeye devam edilerek) süreç sonrası hakim yardımına başvurmak gerekecektir. 

    Av. Lale Danişment

  • 23.12.2016HUKUK POSTASI / 2016-012

    HUKUK POSTASI / 2016-012

    Yaklaşan yılsonu sebebiyle mali mevzuat açısından gerçek ve tüzel kişi işletmelerinin çeşitli yükümlülükleri bulunmaktadır. 2016 – 012 no.lu hukuk postamız bu yükümlülükleri hatırlatmak ve bilgilendirmek amacıyla düzenlenmiştir.

    Gerçek ve tüzel kişi işletmelerinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre 2017 yılında kullanacakları defterlerin açılış tasdiklerini 31.12.2016 tarihine kadar yaptırmaları gerekmektedir. Defter tasdiklerinin yapılmaması durumunda ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde para cezası uygulanacak olup, ayrıca oluşması muhtemel bir ticari davada ilgili defterler sahibinin lehine delil teşkil etmeyecektir.

    Buna göre, aşağıda sayılı olan defterler 213 sayılı Vergi Usul Kanunu (VUK) 220 inci madde hükmüne göre tasdikte tabi defterler olarak tanımlanmıştır.

    • Yevmiye ve envanter defterleri
    • İşletme defteri
    • İmalat ve istihsal vergisi defterleri
    • Nakliyat vergisi defteri
    • Yabancı nakliyat kurumlarının hâsılat defteri
    • Serbest meslek kazanç defteri

    Ayrıca 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) hükümlerine göre aşağıdaki defterlerde tasdike tabi defterler olarak sıralanmıştır.

    • Gerçek veya tüzel kişi olup olmadığına bakılmaksızın her tacir yevmiye defteri, envanter defteri ve defteri kebiri tutmakla yükümlüdür.
    • Şahıs şirketleri genel kurul toplantı ve müzakere defteri,
    • Anonim ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler pay defteri, yönetim kurulu karar defteri ile genel kurul toplantı ve müzakere defteri, limited şirketler ise pay defteri ve genel kurul toplantı ve müzakere defteri,

    Mali mevzuat hükümlerinde tasdik ettirilecek olan defterler ile ilgili ayrıntılı bilgi ile defterlerin basımı, tasdiki, tasdik işlemlerinin takibi ve sonuçlandırılması işlemleri ile ilgili teknik destek için hukuk büromuzla irtibata geçmenizi rica ederiz. 
  • 02.01.2019About Severance Pay



    KIDEM TAZMİNATI HAKKINDA

    Kıdem tazminatı alma koşulları nelerdir?

    1475/14 kapsamında çalışanlara belirli şartlarla kıdem tazminatı ödenmektedir. 
    Buna göre: 
    -Aynı işverene bağlı çalışma süresinin en az 1 yıl olması,
    -İş sözleşmesinin işveren tarafından iyi niyet ve ahlak kurallarına aykırılık nedenleri dışındaki nedenlerle, 
    -İşçi tarafından sağlık, iyi niyet ve ahlak kurallarına aykırılık veya iş yerinde işin durması ve benzeri nedenlerle, 
    -Askerlik görevi nedeni ile, 
    -Emeklilik hakkının elde edilmesi veya bu kapsamda yaş dışında gereken sigortalılık süresi ve prim gününün doldurulması nedeni ile, 
    -Kadın işçinin evlenmesi nedeni ile evlenme tarihi itibariyle 1 yıl içinde başvurması şartıyla, 
    -506 Sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun Geçici 81 inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle feshedilmesi nedeni ile,
    -İşçinin ölümü nedeni ile,iş sözleşmesinin feshi halinde çalışma süresinin gerektirdiği kıdem tazminatı ödenmektedir. 

    Kıdem tazminatı hesabı nasıl yapılır?

    İş sözleşmesinin kıdem tazminatını gerektiren bir nedenle feshi durumunda, çalışılan her tam yıl için 30 günlük brüt ücret tutarında kıdem tazminatı ödenmektedir. Bir yıldan artan süreler de oranlanarak hesaplamaya dahil edilecektir. 

    Kıdem tazminatı tutarına neler dahil edilir?

    Kıdem tazminatı hesabında ücretin yanında tekrarlanması koşuluyla yemek yardımı, kasa tazminatı, yakacak yardımı, eğitim yardımı, konut yardımı, aile yardımı, çocuk yardımı, taşıt yardımı, yıpranma tazminatı, kalifiye, nitelik zammı, sağlık yardımı, mali sorumluluk tazminatı, devamlı ödenen primler de dahil edilmelidir.

    Kıdem tazminatında üst limit nedir?
    Kıdem tazminatı hesaplanırken, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesini geçemeyeceği belirtildiğinden, dönem kıdem tazminatı tavanı miktarı dikkate alınacaktır. Bu miktar 2016 yılının birinci dönemi için 4.092,53 TL olarak belirlenmiştir. Kanuni düzenleme sebebiyle işçinin brüt ücreti bu bedelin üstünde ise kıdem tazminatı hesabında baz alınacak bedel 4.092,53 TL ile sınırlandırılacaktır.

    Kıdem tazminatına faiz uygulanır mı?

    Kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi sebebiyle yaşanılacak mağduriyetlerin  önüne geçilmesi için Kanun “açılacak davanın sonunda hakim gecikme süresi için, ödenmeyen süreye göre mevduata uygulanan en yüksek faizin ödenmesine hükmeder” şeklinde düzenlenmiş ve kıdem tazminatına mevduata uygulanan en yüksek faizin işletilmesi sağlanmıştır.

     Av. F. Cansu Kılınç


  • 01.01.2018WORK PERMITS OF FOREIGNERS


    YABANCILARIN ÇALIŞMA İZİNLERİ HAKKINDA

        Türkiye’de çalışmak isteyen yabancılar çalışmaya başlamadan önce çalışma izni almak zorundadır. Çalışma izni ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından verilmektedir. (Ancak istisnai olarak ülkemizdeki Serbest Bölgelerde çalışacak yabancılara Ekonomi Bakanlığı, Üniversitelerde görev yapacak yabancı uyruklu akademik personele ise YÖK çalışma izni vermektedir.)

      Yabancıların çalışma izni başvurusu yurtiçinden veya yurtdışında olmak üzere iki şekilde yapılabilmektedir. Türkiye’de bulunan yabancının geçerliliği devam eden en az 6 ay süreli ikamet izni varsa çalışma izin başvurusu yurtiçi başvuru olarak yapılabilir. Yurtdışından başvuru ise yabancının yurtdışında olması durumunda ilgili Türkiye Cumhuriyeti dış temsilciliklerine çalışma vizesi başvurusu yapmaları şeklinde gerçekleşmektedir.

    1-Yurtdışından: Yabancıların, yurt dışından çalışma izni için ilk başvurularını, uyruğunda bulundukları veya daimi ikamet ettikleri ülkedeki Türkiye Cumhuriyeti temsilciliklerine yapabilirler. Bu başvuru esnasında Türkiye’deki işverenle imzalanmış iş sözleşmesini (veya atama/görevlendirme yazısını) temsilciliğe ibraz etmeleri gereklidir. Başvurunun kabulü halinde temsilcilik tarafından yabancı şahsa bir referans numarası verilmektedir. Türkiye’de bulunan işveren veya işveren vekili e-devlet şifresi alarak, söz konusu referans numarası ile sisteme girerek çalışma izin başvurusunda bulunmalıdır. Dış temsilcilik kanalıyla yapılan başvurularda, yapılan başvuruyu takip eden 10 işgünü içinde Türkiye’deki işverenin söz konusu yabancıyı çalıştırmak üzere internet üzerinden elektronik çalışma izin başvurusunu yapması ve yine aynı 10 işgünü içinde gerekli belgeleri Bakanlığa ulaştırması zorunludur. 

    2-Yurtiçinden: Türkiye’de ön lisans ve lisans öğrenimi için verilen ikamet izinleri hariç, herhangi bir sebebe istinaden en az “altı ay” süreli ikamet izni almış ve iznin süresi sona ermemiş olan yabancılar için ilgili işverenler başvurularını yurt içinden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yapabilmektedirler. İnternet üzerinden online olarak yapılacak çalışma izin başvurusunun tamamlanmasının ardından imzalanacak Başvuru Formu ve dilekçenin 6 işgünü içinde Bakanlığa teslimi zorunludur.
    4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanuna göre, Yabancılara 3 farklı türde çalışma izni düzenlenebilmektedir.

    1-Süreli çalışma izni 
    2-Süresiz çalışma izni
    3-Bağımsız çalışma izni.
    Süreli çalışma izni

       Türkiye’nin taraf olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmelerde aksi öngörülmedikçe, iş piyasasındaki durum, çalışma hayatındaki gelişmeler, istihdama ilişkin sektörel ve ekonomik konjonktür değişiklikleri dikkate alınarak, yabancının iş sözleşmesinin veya işin süresine göre, belirli bir işletme ve belirli bir meslekte çalışmak üzere en çok bir yıl süreyle verilmektedir. Bir yıllık kanuni çalışma süresinden sonra; aynı işyeri veya aynı işletme ve aynı meslekte çalışmak üzere çalışma iznin süresi en fazla “iki yıl” daha uzatılabilir. Üç yıllık kanuni çalışma süresinin sonunda, aynı meslekte ancak bu defa dilediği işverenin yanında çalışmak üzere çalışma İzninin süresi en fazla “üç yıl” daha uzatılabilir.

    Süresiz çalışma izni

       Türkiye’nin taraf olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmelerde aksi öngörülmedikçe ve 11/4/2014 tarihinden önce süresiz çalışma izni verilmiş olan yabancıların hakları saklı kalmak kaydıyla; 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu uyarınca uzun dönem ikamet iznine sahip olanlar veya Türkiye’de kesintisiz en az sekiz yıl ikamet izni ile kalmış olan veya en az sekiz yıl kanuni çalışması olan yabancılara, süresiz çalışma izni verilmektedir.

    Bağımsız çalışma izni

       Türkiye’de en az “beş yıl” kanuni ve kesintisiz ikamet etmiş olan yabancılara, yapacakları çalışmalarının ekonomik kalkınma açısından katma değer yaratması ve istihdam üzerinde olumlu etki yapacak olması koşulu ile bağımsız çalışma izni verilmektedir.

    Çalışma İzni Verilmesinde Önemli Kriterler

    1)Çalışma izni talep edilen işyerinde en az beş T.C. vatandaşının istihdamı zorunludur. Aynı işyerinde birden fazla yabancı için çalışma izni talebinde bulunulması durumunda, çalışma izni verilen ilk yabancıdan sonraki her bir yabancı için ayrı ayrı beş T.C. vatandaşı istihdamı aranır.

    2)İşyerinin ödenmiş sermayesinin en az 100.000 TL veya brüt satışlarının en az 800.000 TL veya son yıl ihracat tutarının en az 250.000 ABD Doları olması gerekmektedir.

    3)İşveren tarafından yabancıya ödeneceği beyan edilen aylık ücret miktarının yabancının görev ve yetkinliği ile bağdaşır seviyede olması zorunludur. Buna göre, başvuru tarihi itibariyle yürürlükte bulunan asgari ücret tutarı dikkate alınmak suretiyle yabancıya ödenecek ücretin en az; Üst düzey yöneticiler, pilotlar ve ön izin talebinde bulunan mühendis ve mimarlar için asgari ücretin 6,5 katı, Birim veya şube müdürleri ile mühendis ve mimarlar için asgari ücretin 4 katı, Uzmanlık ve ustalık gerektiren işlerde çalışacaklar, öğretmenler ile psikolog, fizyoterapist, müzisyen ve sahne sanatçısı unvanlarında çalışacak yabancılar için asgari ücretin 3 katı, Ev hizmetlerinde çalıştırılacak yabancılar için en az asgari ücret, yukarıda sayılanlar dışındaki diğer mesleklerde ( Satış elemanı, pazarlama-ihracat görevlisi gibi görevler ) çalışacak yabancılar için asgari ücretin 1,5 katı olması gerekmektedir.

    Av. Fatma Cansu Kılınç

  • 21.09.2018HAKARET SUÇU NEDENİYLE MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ

    HAKARET SUÇU NEDENİYLE MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ

    Hakaret suçu Türk Ceza Kanunu’nda Şerefe Karşı Suçlar başlığı altında madde 125 vd maddelerinde düzenlenmiş olup, madde metnine göre;

    “Madde 125-Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.”

    Bu başlık altında düzenlenen suçların “şerefi” koruduğu noktasında görüş birliği söz konusudur, ancak “şeref” kavramına çeşitli anlamlar yüklenmekle birlikte kanunumuzun şeref kavramını karma bir hukuksal yarar olarak ele aldığı, kanunda şeref kavramının gerek bir insanın kendisine karşı beslediği değeri gerekse diğer insanların gözündeki değerini ihtiva ettiği söylenebilir. Madde metninde de bir yanda onur ve şereften söz edilirken diğer taraftan da saygınlıktan söz edilmiştir. 

    Hakaret suçunu işleyen kişinin cezalandırılması yanında, hakarete uğrayan kişinin “şeref” duygusunun zedelenmesinin de tazmini gereklidir. Bu husus da konunun hukuki sorumluluk boyutunu gündeme getirmektedir. 

    “Şeref” kavramı da kişilik hakkı kapsamında yer aldığında kişinin duyduğu acı ve elemin telafisi amacıyla manevi tazminat talep edilebilir. Bu husus Borçlar Kanunu madde 58’de düzenlenmiştir. Madde metnine göre;

    “MADDE 58- Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.”

    Hakaret suçunda korunan hukuksal değer olarak “şeref” kavramının iki yönü paralelinde hakarete uğrayan bir kişinin acı ve elem duyacağı ve toplum nezdinde kendini küçük düşürülmüş olarak hissedeceği açıktır. Şeref kavramı da kişilik hakkı kapsamında olduğundan bu zararın tazmini hakim tarafından manevi tazminata hükmedilmesi yoluyla gerçekleştirilebilir. 

    Her ne kadar hakaret sebebiyle manevi tazminat talep edilebilmesi için ceza davasında failin cezalandırılması gerekli olmasa da özellikle hakaret sebebiyle ceza davasında failin cezalandırılması durumunda hukuk davasında manevi zararın ispatı oldukça kolaylaşmış olacaktır. Çünkü ilgili ceza davasında cezaya hükmedilmesi için tüm delillerin toplanmış olması gereklidir. 

    Manevi tazminatı belirlenmesi noktasında ise somut olayın özellikleri dikkate alınacaktır. Hakarete uğrayan kişinin mesleki ve sosyal konumu, yaşı, cinsiyeti, özel ilgi ve alışkanlıkları, iktisadi durumu gibi bir çok hususa dikkat edilmesi gereklidir. 

    Usul hakkında;
    - Görevli Mahkeme : Görevli mahkeme HMK uyarınca Asliye Hukuk Mahkemeleridir.
    - Yetkili Mahkeme : Yetkili mahkeme davalı veya davacının yerleşim yeri mahkemesi veya fiilin işlendiği yer mahkemesidir.
    - Zamanaşımı  : Zamanaşımı, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yıldır. 

    Av.Fatma Cansu Kılınç

  • 21.03.2016LEGAL POST / 2016-011


    HUKUK POSTASI / 2016-011



    9 Mart 2016 tarih ve 29648 sayılı Resmi Gazete ’de yayımlanan “T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş. VE TARIM KREDİ KOOPERATİFLERİNCE TARIMSAL ÜRETİME DAİR DÜŞÜK FAİZLİ YATIRIM VE İŞLETME KREDİSİ KULLANDIRILMASINA İLİŞKİN UYGULAMA ESASLARI TEBLİĞİ” ile düşük faizli tarım teşvik kredisi kullanımına ilişkin usul ve esaslar açıklanmıştır.

    T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ve Tarım Kredi Kooperatiflerince Tarımsal Üretime Dair Düşük Faizli Yatırım ve İşletme Kredisi Kullandırılmasına İlişkin açıklamalar aşağıda yer almaktadır.

    Kredilendirme Konuları ve Teknik Kriterler

    1. Damızlık Süt Sığırı Yetiştiriciliği

    Karar kapsamında üreticilere faiz indirimli işletme ve yatırım kredisi kullandırılabilmesi için; on baş ve üzerinde manda veya damızlık süt sığırı işletmesi kurmaları veya işletme kapasitesini on baş ve üzerine çıkarmaları gerekir.

    İlgili tebliğe göre yatırım kredileri, manda veya holstein (siyah alaca/kırmızı alaca) ve jersey ırkı damızlık belgeli süt sığırı alımlarını, barınak yapımını ve tadilatını, süt sağım ünitesi, süt soğutma tankı, yem hazırlama ünitesi, balya makinesi, çayır biçme makinesi ve silaj makinesi, gübre yönetimi ile ilgili altyapı ve alet-ekipman alımı, kendi elektrik ihtiyaçlarını yenilenebilir enerji kaynaklarından (güneş ve biyokütle) üretmek için gerekli olan tesis ve alet-ekipman alımını, kurulu işletmelerin münferit alet, ekipman alımlarını ve diğer yatırım giderlerini kapsamaktadır. Tek yıllık yem bitkisi yetiştiriciliğine yönelik giderler, işletme kredisi kapsamında değerlendirilir. Süt sağım tesislerinde, zirai kredilendirme belgesi yerine işletme bazında düzenlenen deney raporu esas alınır.

    Kredi ile temin edilecek damızlık süt sığırlarının Türkvet Kayıt Sistemine kaydedilmiş, damızlık belgesine sahip, ilk yavrusuna gebe veya en fazla ilk doğumunu yapmış ve azami otuz altı aylık olması gerekmektedir.

    2. Damızlık Etçi Ve Kombine Sığır Yetiştiriciliği

    Karar kapsamında üreticilere faiz indirimli işletme ve yatırım kredisi kullandırılabilmesi için; on baş ve üzerinde damızlık etçi ve kombine sığır yetiştiriciliği işletmesi kurmaları veya işletme kapasitesini on baş ve üzerine çıkarmaları gerekmektedir.

    Damızlık etçi ve kombine sığır yetiştiriciliği için kurulu veya kurulacak işletmelere kullandırılacak olan yatırım kredileri, etçi ırklar olan angus, hereford, şarole ve limuzin ırkı ile kombine ırklar olan montbeliard, Brown swiss ve simental damızlık belgeli hayvan alımlarını, barınak yapımını ve tadilatını, yem hazırlama ünitesi, balya makinesi, çayır biçme makinesi ve silaj makinesi, gübre yönetimi ile ilgili altyapı ve alet-ekipman alımını, kendi elektrik ihtiyaçlarını yenilenebilir enerji kaynaklarından (damızlık etçi sığır işletmelerinde sadece güneş, kombine sığır işletmelerinde ise güneş ve biyokütle) üretmek için gerekli olan tesis ve alet ekipman alımını, kurulu işletmelerin münferit alet, ekipman alımlarını ve diğer yatırım giderlerini kapsamaktadır.

    Kombine ırklar ile kurulacak işletmelerde süt sağım ünitesi, süt soğutma tankı alımı yatırım kredisi kapsamında değerlendirilir. Tek yıllık yem bitkisi yetiştiriciliğine yönelik giderler işletme kredisi kapsamında değerlendirilir. Süt sağım tesislerinde, zirai kredilendirme belgesi yerine işletme bazında düzenlenen deney raporu esas alınacaktır.

    İlgili tebliğe göre kredi ile temin edilecek damızlık sığırların Türkvet Kayıt Sistemine kaydedilmiş, damızlık belgesine sahip, ilk yavrusuna gebe veya en fazla ilk doğumunu yapmış ve azami otuz altı aylık olması gerekmektedir. Yatırım kredilerinde, damızlık belgesi sadece hayvan alımı için istenir ve aslı ile işlem yapılacaktır. İşletme kredilerinde ve ekipman alımına yönelik yatırım kredilerinde işletmedeki hayvanların kulak küpe numaralarını da içerecek şekilde hayvanların kayıtlı olduğuna dair Bakanlık il/ilçe müdürlüklerinden onaylı yazı istenecektir.

    3. Damızlık Düve Yetiştiriciliği

    İlgili tebliğe göre üreticilere damızlık düve yetiştiriciliği konusunda faiz indirimli işletme ve yatırım kredisi kullandırılabilmesi için; elli baş ve üzerinde işletme kurmaları veya işletme kapasitesini elli baş ve üzerine çıkarmaları gerekmektedir.

    Damızlık düve yetiştiriciliği için kurulu veya kurulacak işletmelere kullandırılacak olan yatırım kredileri, barınak yapımını ve tadilatını, yem hazırlama ünitesi, balya makinesi, çayır biçme makinesi ve silaj makinesi, gübre yönetimi ile ilgili altyapı ve alet-ekipman alımını, kendi elektrik ihtiyaçlarını yenilenebilir enerji kaynaklarından (güneş) üretmek için gerekli olan tesis ve alet ekipman alımını, kurulu işletmelerin münferit alet-ekipman alımlarını ve diğer yatırım giderlerini kapsamaktadır.

    Kredi ile temin edilecek damızlık dişi danaların Türkvet Kayıt Sistemine kaydedilmiş, damızlık belgesine sahip ve dört-on üç aylık olması gerekmektedir.

    4. Büyükbaş Hayvan Yetiştiriciliği

    Karar kapsamında üreticilere faiz indirimli işletme ve yatırım kredisi kullandırılabilmesi için; on baş ve üzerinde kapasiteye sahip büyükbaş hayvan yetiştiriciliği işletmesi kurmaları veya işletme kapasitesini on baş ve üzerine çıkarmaları gerekmektedir.

    Büyükbaş hayvan yetiştiriciliği için kurulu veya kurulacak işletmelere kullandırılacak olan yatırım kredileri, hayvan alımlarını, barınak yapımı ve tadilatını, süt sağım ünitesi, süt soğutma tankı, yem hazırlama ünitesi, balya makinesi, çayır biçme makinesi ve silaj makinesi, gübre yönetimi ile ilgili altyapı ve alet-ekipman alımını, kurulu işletmelerin münferit alet-ekipman alımlarını, kendi elektrik ihtiyaçlarını yenilenebilir enerji kaynaklarından (güneş ve biyokütle) üretmek için gerekli olan tesis ve alet ekipman alımını ve diğer yatırım giderlerini kapsar. Tek yıllık yem bitkisi yetiştiriciliğine yönelik giderler, işletme kredisi kapsamında değerlendirilir. Süt sağım tesislerinde zirai kredilendirme belgesi yerine işletme bazında düzenlenen deney raporu esas alınır.

    Kredi ile temin edilecek ineklerin Türkvet Kayıt Sistemine kaydedilmiş, kültür ırkı veya melezi, azami kırk sekiz aylık olması ve en az bir doğum yapmış olması gerekmektedir.

    5. Büyükbaş Hayvan Besiciliği

    Karar kapsamında üreticilere faiz indirimli işletme ve yatırım kredisi kullandırılabilmesi için; on baş ve üzerinde manda dahil olmak üzere besi sığırcılığı işletmesi kurmaları veya işletme kapasitesini on baş ve üzerine çıkarmaları gerekir.

    İşletme kredisi ile temin edilecek hayvanlar azami yirmi aylık erkek olması gerekir. Ayrıca alınacak hayvanların Türkvet Kayıt Sistemine kaydedilmiş olmaları ve Türkvet Kayıt Sisteminde en az üç ay süreyle kayıtlı olmaları zorunludur.

    Besi sığırcılığı için kurulu veya kurulacak işletmelere kullandırılacak olan yatırım kredileri, barınak yapımını ve tadilatını, yem hazırlama ünitesi, balya makinesi ve çayır biçme makinesi, gübre yönetimi ile ilgili altyapı ve alet-ekipman alımını, kendi elektrik ihtiyaçlarını yenilenebilir enerji kaynaklarından (güneş) üretmek için gerekli olan tesis ve alet ekipman alımını ve kurulu işletmelerin münferit alet-ekipman alımlarını ve diğer yatırım giderlerini kapsayacak, tek yıllık yem bitkisi üretimi, işletme giderlerinin finansmanı amacıyla işletme kredisi olarak değerlendirilecektir.

    6. Küçükbaş Hayvan Yetiştiriciliği

    Karar kapsamında üreticilere faiz indirimli işletme ve yatırım kredisi kullandırılabilmesi için; koyun için en az elli baş, keçi için en az yirmi beş baş kapasiteye sahip işletme kurmaları veya işletme kapasitesini bu kapasiteler üzerine çıkarmaları gerekir.

    Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği için kurulu veya kurulacak işletmelere kullandırılacak olan yatırım kredileri hayvan alımlarını, barınak yapımı ve tadilatını, süt sağım ünitesi, süt soğutma tankı, yem hazırlama ünitesi, balya makinesi, çayır biçme makinesi, silaj makinesi, kurulu işletmelerin münferit alet-ekipman alımlarını, kendi elektrik ihtiyaçlarını yenilenebilir enerji kaynaklarından (güneş) üretmek için gerekli olan tesis ve alet ekipman alımını ve diğer yatırım giderlerini kapsar. Tek yıllık yem bitkisi yetiştiriciliğine yönelik giderler işletme kredisi kapsamında değerlendirilir. Süt sağım tesislerinde zirai kredilendirme belgesi yerine işletme bazında düzenlenen deney raporu esas alınacaktır.

    Kredi ile temin edilen hayvanların Koyun Keçi Kayıt Sistemine kaydedilmiş ve dokuz-yirmi dört aylık olması gerekir. İşletme kredilerinde ve ekipman alımına, yönelik yatırım kredilerinde işletmedeki hayvanların kulak küpe numaralarını da içerecek şekilde hayvanların kayıtlı olduğuna dair Bakanlık il/ilçe müdürlüklerinden onaylı yazı istenecektir

    7. Küçükbaş Hayvan Besiciliği

    Karar kapsamında üreticilere faiz indirimli işletme ve yatırım kredisi kullandırılabilmesi için; yüz baş ve üzerinde küçükbaş hayvan besi işletmesi kurmaları veya işletme kapasitesini yüz baş ve üzerine çıkarmaları gerekir.

    İşletme kredisi ile temin edilecek hayvanlar en az üç aylık ve erkek olması gerekir

    İşletme kredisi ile temin edilecek hayvanların, Koyun ve Keçi Türü Hayvanların Tanımlanması, Tescili ve İzlenmesi Yönetmeliği kapsamında tanımlanarak Koyun Keçi Kayıt Sisteminde en az bir ay süreyle kayıtlı olmaları zorunluluğu bulunmaktadır.

    Küçükbaş hayvan besiciliği için kurulu veya kurulacak işletmelere kullandırılacak olan yatırım kredileri, barınak yapımını ve tadilatını, yem hazırlama ünitesi, balya makinesi ve çayır biçme makinesi alımını, kendi elektrik ihtiyaçlarını yenilenebilir enerji kaynaklarından (güneş) üretmek için gerekli olan tesis ve alet ekipman alımını ve diğer yatırım giderlerini kapsamaktadır. Tek yıllık yem bitkisi üretimi, işletme giderlerinin finansmanı amacıyla işletme kredisi olarak değerlendirilir.

    8. Arıcılık

    Karar kapsamında üreticilere faiz indirimli yatırım ve işletme kredisi kullandırılabilmesi için; Arıcıların, Arıcılık Kayıt Sistemine kayıtlı, asgari elli adet ve daha fazla sayıda arılı kovan ile üretim yapmaları veya mevcut arılı kovan sayısını elli adet ve üzerine çıkarmaları, Bombus arısı üreten işletmelerin Bakanlıktan üretim izni almış olması gerekir.

    Arıcılık kapsamında kullandırılacak yatırım kredileri;

    a) Arılı kovan, polen kapanlı yeni kovan (boş), elektrikli çit sistemi, bal süzme makinesi, polen kurutma ve temizleme, kek hazırlama makineleri alımı,

    b) İki yüz adet ve daha fazla sayıda arılı kovan ile gezginci arıcılık yapan üreticiler için jeneratör, güneş enerji sistemi, arıcı barakası veya karavanı alımı,

    c) Yüz adet ve daha fazla sayıda arılı kovana sahip ana arı üretimi yapmak isteyen arıcılara; ana arı üretimi için jeneratör, güneş enerji sistemi, çiftleştirme kovanı veya kutusu (en az bin adet) ve arıcı barakası veya karavanı alımı,

    ç) Bombus arısı sektörü için, bina yapımı ve tadilatı, raf sistemleri, ilgili alet ve ekipman alımı ile diğer yatırım giderlerini,

    kapsamaktadır:

    Arıcılık faaliyetleri kapsamında kullandırılacak işletme kredileri;

    a) Arıcılık malzemeleri (maske, körük, el demiri, pürmüz, mahmuz, çıta delme ve biz gibi) şeker, temel petek, kek, ruhsatlı arı ilacı alımı, gezginci arıcılık yapan arıcılara, işçilik dahil arı nakliye giderleri, ana arı üretimi yapan işletmelere ise şeker, temel petek, kek, ana arı üretim malzemeleri (larva transfer kaşığı, yüksük kalıbı, zımba tabancası, mum cezvesi, larva çantası, ana arı nakliye kafesi ve ana arı ızgarası gibi) alımı ve benzeri işletme giderlerini,

    b) Bombus arısı üretimine yönelik ihtiyaç duyulan (polen, şeker, plastik kap ve ambalaj malzemesi gibi) giderlerin finansmanını kapsamaktadır.

    9. Kanatlı Sektörü

    Karar kapsamında, kanatlı üretimi yapacak işletmelere düşük faizli yatırım ve işletme kredisi kullandırılabilmesi için asgari; etlik piliç yetiştiriciliğinde on bin adet, yumurta tavuğu yetiştiriciliğinde yedi bin beş yüz adet, kaz, ördek, bıldırcın yetiştiriciliğinde iki bin beş yüz adet, devekuşu yetiştiriciliğinde elli adet ve üzeri kapasitelerde işletme kurulması veya kurulu işletmelerin en az bu kapasitelere çıkarılması gerekmektedir.

    Kanatlı sektörüne yönelik yatırım kredileri; kümes, gübre işleme tesisi, yumurta işleme, tasnif, paketleme ünitesi/tesisi, yapımı ve tadilatlarını, bio-güvenlik önlemlerini, kendi elektrik ihtiyaçlarını yenilenebilir enerji kaynaklarından (güneş) üretmek için gerekli olan tesis ve alet-ekipman, diğer ilgili alet-ekipman ve makine alımı ile diğer yatırım giderlerini kapsamaktadır.

    Kanatlı sektörüne yönelik işletme kredileri; ruhsatlı kanatlı üretim işletmelerinden, yetiştirilmek üzere alınacak ticari civciv ve yarka alımı ile bu hayvanların yem ve diğer işletme giderlerini kapsamaktadır.

    10. Kanatlı Sektörü Damızlık Yetiştiriciliği

    Karar kapsamında, damızlık kanatlı üretimi yapacak işletmelere düşük faizli yatırım ve işletme kredisi kullandırılabilmesi için asgari; damızlık etlik piliç ve damızlık yumurta tavuğu yetiştiriciliğinde on bin adet, Ankara Tavukçuluk Araştırma İstasyonu Müdürlüğünce ülkemiz için geliştirilmiş hatlarla yapılacak damızlık yumurta tavuğu yetiştiriciliğinde bin adet, damızlık hindi yetiştiriciliğinde beş bin adet, damızlık kaz, ördek veya bıldırcın yetiştiriciliğinde bin adet, damızlık devekuşu yetiştiriciliğinde yüz adet ve üzeri kapasitelerde işletme kurulması veya kurulu işletmelerin en az bu kapasitelere çıkarılması gerekir.

    Damızlık kanatlı yetiştiriciliği yatırım kredileri; damızlık kümes, damızlık kanatlı üretimi yapmak kaydıyla kuluçkahane, gübre işleme tesisi, yapımı ve tadilatını, bio-güvenlik önlemlerini, kendi elektrik ihtiyaçlarını yenilenebilir enerji kaynaklarından (güneş) üretmek için gerekli olan tesis ve alet-ekipman alımı, ilgili alet-ekipman ve makine alımı ile diğer yatırım giderlerini kapsamaktadır.

    11. Hindi Besiciliği

    Karar kapsamında, hindi besiciliği yapacak işletmelere düşük faizli yatırım ve işletme kredisi kullandırılabilmesi için asgari bin adet ve üzeri kapasitelerde işletme kurulması veya kurulu işletmelerin en az bu kapasitelere çıkarılması gerekir.

    Hindi besiciliğine yönelik yatırım kredileri; kümes, gübre işleme tesisi yapımı ve tadilatlarını, bio-güvenlik önlemlerini, kendi elektrik ihtiyaçlarını yenilenebilir enerji kaynaklarından (güneş) üretmek için gerekli olan tesis ve alet-ekipman alımını, diğer ilgili alet-ekipman ve makine alımı ile diğer yatırım giderlerini kapsamaktadır.

    Hindi besiciliğine yönelik işletme kredileri; ruhsatlı hindi üretim işletmelerinden, yetiştirilmek üzere alınacak ticari hindi civcivi ile bu hayvanların yem ve diğer işletme giderlerini kapsar.

    12. Su Ürünleri Yetiştiriciliği

    Su ürünleri yetiştiriciliği yapacak olan üreticilerin karar kapsamında faiz indirimli yatırım kredisine başvurabilmeleri için projelerin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından onaylanmış olması gerekir. Yatırım kredileri projede yer alan kafes ve havuz gibi her türlü su ürünleri yetiştiricilik sistemleri ve/veya kuluçkahane kurulması veya bu sistemlerin kapalı devre üretim sistemine dönüştürülmesi dahil modernizasyonları ile alet-ekipman alımı gibi konuların finansmanını kapsamaktadır.

    13.  Su Ürünleri Avcılığı

    Su ürünleri avcılığı yapmak üzere Bakanlıkça ruhsat tezkeresi düzenlenmiş balıkçı gemisi sahiplerinin gemileri için jeneratör, soğuk muhafaza odası yapımı ile buz makinesi alımı, balık ağları ile diğer av araç ve gereçlerinin alımı, Bakanlıkça belirlenen özellikleri taşıyan gemi takip cihazları ile elektronik kayıt defteri cihazlarının alımı, mevcut balıkçı gemilerinin modernizasyonu, mevcut balıkçı gemilerinden geçerli ruhsata sahip olan balıkçı gemisi satın alımı mevcut ruhsatla ruhsata uygun veya boy uzatma hakkı kapsamında yeni gemi inşası gibi konularda yatırım kredisi, tekne bakım/onarım, yakıt işçilik ve benzeri giderler ile takip ve kayıt cihazları için ihtiyaç duyulan işletme giderlerine yönelik işletme kredisi talepleri Karar kapsamında değerlendirilir. Boy uzatma hakkının kullanılmasına yönelik yatırım kredisi taleplerinde üreticilerce geminin boy uzatma hakkının bulunduğuna dair il/ilçe müdürlüklerince onaylanmış yazı ile başvuruda bulunulacak, yatırımın tamamlanmasını müteakip yeni ruhsat tezkeresi ibraz edilecektir.

    14. Yurt İçi Sertifikalı Tohum, Fide, Fidan Üretimi

    Üreticilerin aşağıdaki üretim konularında Karar kapsamında, faiz indirimli kredi kullanabilmeleri için;

    a) Tohumculuk Sektöründe Yetkilendirme ve Denetleme Yönetmeliği kapsamında Yetkilendirilmiş Tohumculuk Kuruluşu Belgesine sahip olması ve sertifikasyon sistemi dahilinde yurt içi sertifikalı tohum, fide, fidan veya doku kültürü ile tohumluk üretimi yapması ve/veya sözleşmeli üretim yapması,

    b) 31/10/2006 tarihli ve 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu hükümlerine göre tohumluk üretim, sertifikasyon, pazarlama konularında, standart veya sertifikalı olarak tohum (hibrit tohum dahil), sebze fidesi, çilek fidesi, tohumluk patates, meyve fidanı, asma fidanı veya meyve/asma üretim materyali üretimi yapması/yapacak olması,

    gerekir.

    Yetkilendirilmiş tohumculuk kuruluşlarının, sertifikasyon sürecinde yer alan hasat sonrası tohum alımı, tohum çıkarma, işleme, temizleme, ilaçlama, sertifikalandırma, etiketleme, ambalajlama ve depolama gibi faaliyetler karar kapsamında işletme ve yatırım kredisine konu edilebilir. Bu fıkra kapsamındaki makine-ekipman alımlarında zirai kredilendirme belgesi veya deney raporu aranmaz.

    Yetkilendirilmiş tohumculuk kuruluşlarının tohumluk üretimi ile ıslah-araştırma ve geliştirme sürecinde ihtiyaç duydukları sera yatırımları, tohum test laboratuvarları, biyoteknoloji laboratuvarları, iklimlendirme sistemleri, sulama sistemleri kapsamında kullanılan alet-ekipmanlar ve diğer altyapı hizmetleri karar kapsamında işletme ve yatırım kredisine konu edilebilir.

    15. Yurt İçinde Üretilen Sertifikalı Tohum, Fide, Fidan Kullanımı

    Üreticilerin aşağıdaki üretim konularında Karar kapsamında faiz indirimli kredi kullanabilmeleri için;

    a) Yurt içinde üretilen sertifikalı tohumu kullanarak bitkisel üretim yapması,

    b) Yurt içinde üretilen sertifikalı/standart belgeli çilek fidesi, bitki pasaportu bulunan sebze fideleri ile üretim yapması,

    c) Yurt içinde üretilen sertifikalı/standart meyve/asma fidanları ile bağ/bahçe tesis etmesi,

    gerekir.

    16. Süs Bitkisi Üretimi

    Üreticilerin süs bitkisi üretimi konusunda Karar kapsamında faiz indirimli kredi kullanabilmeleri için;

    a) Yurt içinde süs bitkisi (dış mekân, iç mekân, kesme çiçek ve soğanlı yumrulu bitkiler ve süs bitkisi çoğaltım materyali (fidan, fide, çelik, soğan, yumru, doku kültürü, tohum ve benzeri) elde etmek amacıyla üretim yapan özel sektör yetkilendirilmiş tohumculuk kuruluşu olması ve/veya sözleşmeli üretim yapması,

    b) Tohumculuk Sektöründe Yetkilendirme ve Denetleme Yönetmeliği esaslarına göre süs bitkisi üretici belgesine ve süs bitkileri üretim işletmesi kapasite raporuna sahip olması,

    gerekir.

    17. Arazi Alımı

    Dağınık ve parçalı arazilerin birleştirilmesi suretiyle tarımsal işletmelerin ekonomik ölçeğe kavuşturulmasının sağlanmasına yönelik olarak, hisseli tarım arazilerindeki hisselerinin diğer hissedarlar tarafından satın alınması ya da hisseli olup olmadığına bakılmaksızın bitişik arazilerin satın alınmasına yönelik kredi talepleri Banka ve TKK’nın kendi iç mevzuatı paralelinde olmak kaydıyla bu ilgili tebliğ kapsamında değerlendirilir.

    18. Tarımsal Amaçlı Kooperatiflerin Uyguladıkları Üretim Projeleri

    (1) Bu kapsamda kredi kullandırılacak tarımsal amaçlı kooperatiflerin en az otuz ortaklı olması gerekmektedir.

    (2) Tarımsal amaçlı kooperatiflerin bizzat tüzel kişilikleri üzerinden yapılan tarımsal üretim faaliyetlerine yönelik kredi talepleri bu Tebliğ hükümleri kapsamında değerlendirmeye alınır.

    (3) Tarımsal amaçlı kooperatif ortaklarının kendi adlarına yapmış oldukları üretimlerine yönelik kredi taleplerinde ise, Kararda Tablo-1’de belirtilen üretim konuları, indirim oranları ve kredi üst limitleri uygulanır.

    (4) Tarımsal amaçlı kooperatiflerin tüzel kişilikleri üzerinden yapılan üretim faaliyetlerine yönelik olarak hazırlamış oldukları tarımsal üretimi ve istihdamı artırıcı, tarımsal ürünleri pazarlayıcı ve değerlendirici projeleri ile bu Tebliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bankaya kredi başvurusunda bulunurlar.

    (5) Tarımsal amaçlı kooperatiflerin ve ortaklarının üretim kapasitesi ile sınırlı olmak kaydıyla tarımsal ürünlerin işlenmesi, depolanması ve paketlenmesine yönelik yeni tesislerin yapımına, mevcut faal olan veya olmayan tesislerin modernizasyonuna ve teknoloji yenilenmesine ait kredi talepleri de bu kapsamda değerlendirilir. Ancak, tarımsal ürünlerin depolanması konusunda sadece çelik silo ve soğuk hava deposu projesi için başvuru yapılır.

    (6) Tarımsal amaçlı kooperatiflerin kendi üretim faaliyeti olmamakla birlikte, sadece ortakların üretim maliyetlerinin azaltılmasına yönelik olarak toplu girdi alımı (gübre,yem), veterinerlik hizmetleri, ortak sağım ünitelerinin kurulması, süt analiz cihazı alımına yönelik talepleri de bu Tebliğ hükümleri kapsamında değerlendirmeye alınabilecektir.

    (7) Çay Ekicileri Kooperatifleri, ortakları adına ilgili kayıt sistemi/belge dikkate alınarak belirlenen ekim alanlarına göre ihtiyaç duyulan çay üretimi ile ilgili girdi ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla, işletme kredisi başvurusunda bulunurlar.

    (8) Tarımsal amaçlı kooperatifler bu Tebliğde yer alan kriterlere uygun işlem yapacaktır.


    Av. Alper Tunga Çevik

  • 16.03.2016LEGAL POST / 2016-010


    HUKUK POSTASI / 2016-010


    25 Şubat 2016 Tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No:470)” ile Maliye Bakanlığı tarafından hazır beyan sistemi ile ilgili olarak açıklamalar yapılmıştır.

     

    4 Mart 2016 tarih ve 29643 sayılı Resmi Gazete ’de “KURUMLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ  NO: 1)’NDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ” yayımlanmış ve sermaye artışının beyanname üzerinde gösterilmek şartıyla vergi matrahında indirim konusu yapılabilmesi ile ilgili açıklamalar yapılmıştır.

    İlgili tebliğde yer alan açıklamalar aşağıda ayrıntılı şekilde yer almaktadır.


    Sermaye Artırımında İndirim


    İlgili tebliğe göre sermaye artırımı indiriminden finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ile kamu iktisadi teşebbüsleri haricindeki sermaye şirketleri yararlanabilecektir.


    Buna göre, ilgili hesap dönemi içinde, ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi sermaye artışları veya yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı üzerinden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından indirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranına göre, ilgili hesap döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarın %50’sinin, kurumlar vergisi matrahının tespitinde kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından indirim konusu yapılabileceği ilgili tebliğde bildirilmiştir.


    İndirimin Kapsamı


    Sermaye şirketlerinin sermaye yapılarının güçlendirilmesi amacıyla getirilen bu düzenleme uyarınca indirime konu edilecek tutarın hesaplanmasında, 01.07.2015 tarihinden itibaren ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi sermaye artışları veya bu tarihten itibaren yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı üzerinden, ilgili hesap döneminin sonuna kadar Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi hükmüne göre hesaplanacak tutar dikkate alınacaktır.

    Bununla birlikte;

    - Sermaye şirketlerine nakit dışındaki varlık devirlerinden kaynaklanan sermaye artışları,

    - Sermaye şirketlerinin birleşme, devir ve bölünme işlemlerine taraf olmalarından kaynaklanan sermaye artışları,

    - Bilançoda yer alan öz sermaye kalemlerinin sermayeye eklenmesinden kaynaklanan sermaye artışları,

    - Ortaklarca veya Kurumlar Vergisi Kanununun 12 nci maddesi kapsamında ortaklarla ilişkili olan kişilerce kredi kullanılmak veya borç alınmak suretiyle gerçekleştirilen sermaye artışları,

    - Şirkete nakdi sermaye dışında hisse senedi, tahvil veya bono gibi kıymetlerin konulması suretiyle gerçekleştirilen sermaye artışları,

    - Bilanço içi kalemlerin birbiri içinde mahsubu şeklinde gerçekleştirilen sermaye artışları,

    indirim tutarının hesaplamasında dikkate alınmayacaktır.


    İndirimden Yararlanacak Olanlar


    İndirimden finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ile kamu iktisadi teşebbüsleri hariç olmak üzere, şartları sağlayan sermaye şirketlerinin yararlanabilmeleri mümkündür. Dolayısıyla finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ile kamu iktisadi teşebbüsleri bu indirimden yararlanamayacaktır.

    Nakdi sermaye artışı üzerinden, indirimden yararlanılan yıl için TCMB tarafından en son açıklanan ticari krediler faiz oranı dikkate alınarak, ilgili hesap döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarın Bakanlar Kurulunca belirlenen orana isabet eden kısmı ilgili dönem kurum kazancından indirilebilecektir.

     

    Kurum kazancından indirilebilecek tutar aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır:

     

    Sermaye Artırımının Tescili Ve Artırılan Tutarın Şirketin Banka Hesabına Yatırılması


    İlgili tebliğe göre, sermaye şirketleri, yetkili organlarının kısmen veya tamamen nakdi sermaye artışına ilişkin kararının ticaret siciline tescil edildiği hesap döneminden itibaren, bu indirim uygulamasından yararlanmaya başlayabileceklerdir.

    İndirim hesaplamasına konu edilebilecek sermaye artışı tutarı, artırılan sermayenin ortaklarca şirketin banka hesabına nakit olarak fiilen yatırılan kısmı ile sınırlı olup taahhüt edilen sermayenin, ortaklar tarafından nakit olarak şirketin banka hesabına fiilen yatırılmayan kısmı indirim tutarının hesaplanmasında dikkate alınmayacaktır.

    Nakden taahhüt edilen sermayenin;

    - Sermaye artırımına ilişkin kararın ticaret siciline tescil edildiği tarihten önce şirketin banka hesabına yatırılan kısmı için tescil tarihi,

    - Tescil tarihinden sonra şirketin banka hesabına yatırılan tutarlar için ise şirketin banka hesabına yatırılma tarihi,

    esas alınarak bu indirimden yararlanılabilecektir.


    Her Bir Hesap Dönemi İçin Ayrı Ayrı Yararlanma


    Sermaye şirketleri gerçekleştirdikleri nakdi sermaye artışları üzerinden, nakdi sermaye artışının yapıldığı hesap döneminden itibaren başlamak üzere izleyen her bir hesap dönemi için ayrı ayrı indirim uygulamasından yararlanabileceklerdir.

    Öte yandan, sonraki dönemlerde sermaye azaltımı yapılması hâlinde nakdi sermaye artışının azaltılan sermaye tutarı kadarlık kısmı indirim hesaplamasında dikkate alınmayacaktır.

    Kazanç Yetersizliği Nedeniyle İndirim Konusu Edilemeyen Tutarın Sonraki Dönemlere Devri


    Sermaye şirketleri tarafından nakdi sermaye artışına ilişkin hesaplanan indirim tutarının kazanç yetersizliği nedeniyle ilgili olduğu hesap dönemine ait matrahın tespitinde indirim konusu yapılamaması halinde bu indirim tutarları, herhangi bir endekslemeye tabi tutulmaksızın izleyen hesap dönemlerine ilişkin matrahın tespitinde indirim konusu yapılabilecektir.


    Sermaye Azaltımı


    Bu indirimden yararlanan sermaye şirketlerinin daha sonra sermaye azaltımı yapmaları halinde, nakdi sermaye artışının azaltılan sermaye tutarı kadarlık kısmı için sermaye azaltımına ilişkin kararın ticaret siciline tescil edildiği ayı izleyen aydan itibaren bu indirimden yararlanmaları mümkün bulunmamaktadır.

    Öte yandan, nakdi sermaye artışı yapılmadan önce sermaye şirketlerinin sermaye azaltımına gitmiş olmaları halinde, bu indirimin hesaplanmasında azaltılan sermaye tutarı kadarlık kısım dikkate alınmayacaktır.


    İndirim Oranları


    Payları borsada işlem gören halka açık sermaye şirketlerinde indirim oranı, indirimden yararlanılan yılın son günü itibarıyla, Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş. nezdinde borsada işlem görebilir nitelikte pay olarak izlenen payların nominal tutarının ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermayeye oranı;

    - %50 ve daha az olan şirketler için 25 puan,

    - %50’nin üzerinde olan şirketler için ise 50 puan,

    ilave edilmek suretiyle uygulanacaktır.

    Ayrıca ilgili tebliğe göre, nakdi olarak artırılan sermayenin, yatırım teşvik belgeli üretim ve sanayi tesisleri ile bu tesislere ait makine ve teçhizat yatırımlarında ve/veya bu tesislerin inşasına tahsis edilen arsa ve arazi yatırımlarında kullanılması durumunda, yatırım teşvik belgesinde yer alan sabit yatırım tutarı ile sınırlı olmak üzere 25 puan ilave edilmek suretiyle söz konusu indirim uygulanacaktır.


    İndirim Uygulamasına İlişkin Sınırlamalar


    Gelirlerinin %25 veya fazlası şirket faaliyeti ile orantılı sermaye, organizasyon ve personel istihdamı suretiyle yürütülen ticarî, ziraî veya serbest meslek faaliyeti dışındaki faiz, kâr payı, kira, lisans ücreti, menkul kıymet satış geliri gibi pasif nitelikli gelirlerden oluşan sermaye şirketleri için indirim oranı %0 olarak uygulanacaktır.


    Aktif toplamının %50 veya daha fazlası bağlı menkul kıymetler, bağlı ortaklıklar ve iştirak paylarından oluşan sermaye şirketleri için indirilebilecek tutarın hesaplanmasında indirim oranı %0 olarak uygulanacaktır.


    Artırılan nakdi sermayenin başka şirketlere sermaye olarak konulan veya kredi olarak kullandırılan kısmına tekabül eden tutarla sınırlı olmak üzere indirilebilecek tutarın hesaplanmasında indirim oranı %0 olarak uygulanacaktır.


    Arsa ve arazi yatırımı yapan sermaye şirketlerinde arsa ve arazi yatırımına tekabül eden tutarla sınırlı olmak üzere indirilebilecek tutarın hesaplanmasında indirim oranı %0 olarak uygulanacaktır.


    Ayrıca, indirimden faydalanmak isteyen sermaye şirketlerinin, taahhüt edilen sermaye artırımı tutarının nakit olarak şirketin banka hesabına fiilen yatırıldığına ilişkin olarak bu işlemleri içeren ve ilgili banka şubesi tarafından onaylanmış banka hesap özetini kağıt ortamında veya elektronik ortamda ilgili dönem kurumlar vergisi beyannamesi verme süresi içerisinde kurumlar vergisi yönünden bağlı oldukları vergi dairelerine ibraz etmeleri gerekmektedir.


    Av. Alper Tunga Çevik

  • 11.03.2016LEGAL POST / 2016-009


    HUKUK POSTASI / 2016-009


    25 Şubat 2016 Tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No:470)” ile Maliye Bakanlığı tarafından hazır beyan sistemi ile ilgili olarak açıklamalar yapılmıştır.

     

    Yayımlanan tebliğe göre, 2012 yılından itibaren uygulanmakta olan bu sistemin kapsamının genişletilerek gelirleri sadece ücret, gayrimenkul sermaye iradı, menkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratlardan veya bunların birkaçından veyahut tamamından ibaret olan gelir vergisi mükelleflerinin bu gelirlerine ilişkin beyannamelerinin Gelir İdaresi Başkanlığınca önceden hazırlanarak mükelleflerin onayına sunulması esasına dayanan Hazır Beyan Sistemi ilgili tebliğin konusunu oluşturmaktadır.

     

     

    Hazır Beyan Sisteminin uygulanmasına 2015 takvim yılı gelirlerinin beyan dönemi itibarıyla başlanacaktır. Bu Sistem’den sadece ücret, kira, MSİ veya DKİ gelirlerini ayrı ayrı veya birlikte elde eden mükellefler yararlanabilecektir. Ücret, kira, MSİ veya DKİ’nin yanı sıra ticari, zirai veya serbest meslek kazancı elde edenler Hazır Beyan Sistemi üzerinden beyanname veremeyeceklerdir.

     

    Hazır Beyan Sistemi, beyanname vermek zorunda olan mükelleflerin elde ettikleri gelirlerin türüne göre Gelir İdaresi tarafından, veri ambarında bulunan bilgiler ile diğer kurum ve kuruluşlardan temin edilen bilgiler kullanılmak suretiyle, beyannamenin kısmen veya tamamen önceden hazırlanarak mükelleflerin onayına sunulması esasına dayanmaktadır.  Sistem, beyan edilmesi gereken bilgilerin hızlı, kolay ve uzman yardımına ihtiyaç duyulmaksızın görüntülenebilmesine, doldurulabilmesine ve değiştirilebilmesine imkan vererek mükelleflerin vergisel yükümlülüklerini düşük maliyetlerle zaman ve emek tasarrufu sağlayarak yerine getirmelerini mümkün kılmaktadır. Beyannamenin verilmesi sırasında, vergi hesaplaması Sistem tarafından otomatik olarak yapılacak ve tahakkuk bilgileri mükellefin onayına sunulacaktır.

     

     

    Örnek 1: 2015 yılı içerisinde mesken olarak kullanılmak üzere kiraya verdiği gayrimenkulünden 10.000 TL kira geliri elde eden ve aynı zamanda 2013 yılında 80.000 TL’ye aldığı diğer bir gayrimenkulünü  2015 yılı içerisinde 150.000 TL’ye satan, beyana tabi başkaca bir geliri de olmayan Bay (A), 2015 yılında elde ettiği kira geliri ve değer artışı kazançlarına yönelik gelir vergisi beyannamesini Hazır Beyan Sistemi üzerinden verebilecektir.

     

    Örnek 2: 2015 yılı içerisinde birinci işverenden yıllık 51.000 TL, ikinci işverenden ise 42.000 TL ücret geliri elde eden ve ücretlerinin tamamından vergi kesintisi yapılan Bayan (B), elde ettiği bu ücret gelirlerine ilişkin gelir vergisi beyannamesini Hazır Beyan Sistemi üzerinden verebilecektir.

     

    Örnek 3: Avukatlık mesleği ile iştigal etmekte olan Bay (C), kiraya verdiği ve iş yeri olarak kullanılan gayrimenkulünden 2015 yılı içerisinde brüt 45.000 TL kira geliri elde etmiştir. İşyeri için tahsil ettiği kira bedeli üzerinden 9.000 TL tevkifat yapılmıştır. Avukatlık mesleği dolayısıyla serbest meslek kazancı yönünden gelir vergisi mükellefiyeti bulunan Bay (C), Hazır Beyan Sistemi üzerinden beyanname veremeyecek, serbest meslek kazancı ile kira gelirinden oluşacak olan gelir vergisi beyannamesini İnternet Vergi Dairesi aracılığıyla e-Beyanname menüsü üzerinden verebilecektir.

     

    Örnek 4: Mesken olarak kullanılmakta olan gayrimenkulünden 2012 yılında 6.000 TL, 2014 yılında ise 7.500 TL kira geliri elde etmesine rağmen bu gelirlerine ilişkin olarak beyanname vermeyen ve söz konusu yıllarda beyana tabi başkaca bir geliri de olmayan Bayan (D), Hazır Beyan Sistemini kullanarak 2012 ve 2014 yıllarında elde ettiği bu gelirleri için ayrı ayrı beyanname verebilecektir.

     

    (3) Geçmiş yıllar için düzeltme beyannamesi verilmek istenmesi durumunda, içerisinde sadece kira gelirine yönelik gelir beyanı bulunan düzeltme beyannameleri için Hazır Beyan Sistemi kullanılabilecek; ancak önceki yıllarda beyan edilen kira gelirlerine ücret, MSİ ya da DKİ eklenmek suretiyle düzeltme beyannamesi verilmek istenmesi halinde bu beyannameler, vergi dairelerine başvurularak verilebilecektir.

     

    Örnek 5: 2013 yılında, basit usulde vergilendirilen bir mükellefe işyeri olarak kiraya verdiği gayrimenkulünden 5.000 TL işyeri kira geliri elde eden ve bu geliri için 2014 yılının beyan döneminde beyanname veren Bay (E), 2011 yılında 40.000 TL’ye satın alıp 2013 yılında 100.000 TL’ye sattığı konutundan elde ettiği değer artışı kazancını 2014 yılında verdiği beyannameye dahil etmemiştir. 2016 yılında söz konusu değer artışı kazancını da beyan etmek isteyen Bay (E), 2013 yılına ilişkin olarak vereceği düzeltme beyannamesini vergi dairesi aracılığıyla verebilecektir.

     

    Örnek 6: Beyana tabi başka bir geliri olmayan, 2012 yılında dört adet dairesini mesken olarak kiraya vermesi sonucu, sırasıyla yıllık 25.000 TL, 15.000 TL, 10.000 TL ve 5.000 TL kira geliri elde etmesine rağmen sadece iki daire için toplam 40.000 TL kira geliri üzerinden beyanname veren Bay (F), 2016 yılı içerisinde diğer 2 meskeninden elde ettiği toplam 15.000 TL’yi de kapsayacak şekilde düzeltme beyannamesi vermek istemesi durumunda, Hazır Beyan Sistemini kullanarak 2012 yılına ilişkin olarak düzeltme beyannamesi verebilecektir.

     

    (4) Hâlihazırda ücret, kira, MSİ ve DKİ gelirlerinden dolayı gelir vergisi mükellefiyeti bulunanlar Hazır Beyan Sistemi aracılığıyla beyanname verebileceği gibi, bu gelirlerine ilişkin olarak ilk defa mükellefiyet tesis ettirerek beyanname verecek olanlar da bu Sistem üzerinden beyannamelerini gönderebileceklerdir. Bu kapsamda, daha önce ücret, kira, MSİ ve DKİ gelirlerinden dolayı gelir vergisi mükellefiyeti bulunmayanların Hazır Beyan Sistemi’nden beyannamelerini elektronik ortamda onayladıkları anda adlarına gelir vergisi mükellefiyeti tesisi ve vergi tahakkuku işlemleri Sistem tarafından otomatik olarak gerçekleştirilecektir.

     

    Örnek 7: (Y) Limited Şirketinin %40 ortaklık payına ilişkin hissesini 3/3/2014 tarihinde 50.000 TL bedel ile iktisap eden Bay (G), bu hisselerin tamamını 16/11/2015 tarihinde 120.000 TL bedel ile satmıştır. Beyana tabi başka bir geliri ve gelir vergisi mükellefiyeti olmayan Bay (G), bu satıştan elde ettiği değer artışı kazancına yönelik beyannamesini Hazır Beyan Sistemi üzerinden verebilecek ve beyannamesini onaylamasının ardından kendisine Sistem tarafından otomatik olarak gelir vergisi mükellefiyeti tesis edilecektir.

     

    Hazır Beyan Sistemine Başkanlığın internet adresi (www.gib.gov.tr) üzerinden giriş yapılacaktır.

     

    Mükellefler güvenlik sorularını cevaplayarak veya İnternet Vergi Dairesi şifrelerini kullanarak Sisteme giriş yapabilecek ve buradan Başkanlıkça kısmen veya tamamen önceden hazırlanmış beyannamelerini görüntüleyebilecek, doldurabilecek, değiştirebilecek ve onaylayabileceklerdir. İnternet Vergi Dairesi şifresi bulunmayan mükellefler, tebliğin ekinde yer alan İnternet Hizmetleri Kullanım Başvuru Formu (Gerçek Kişiler) ile herhangi bir vergi dairesine başvurarak kullanıcı kodu, parola ve şifre alabileceklerdir.


    Av. Alper Tunga Çevik

  • 08.03.2016LEGAL POST / 2016-008


    HUKUK POSTASI / 2016-008


    20 Şubat 2016 Tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliği' nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” ile iş güvenliği mevzuatında yer alan tehlike sınıfları ile ilgili değişiklikler yapılmıştır.

     

    İlgili tebliğ ile düzenlenen yeni tehlike sınıfları aşağıdaki tabloda ayrıntılı şekilde yer almaktadır.

     

    NACE Rev.2_Altılı Kod

    NACE Rev.2_Altılı Tanım

    Tehlike Sınıfı

    13.20.16

    Pamuklu dokuma kumaş imalatı (havlu, peluş, vb. ilmeği kesilmemiş kumaşlar ile kot, kadife ve tafting kumaşlar hariç)

    Tehlikeli

    13.20.19

    Doğal ipekten kumaş imalatı

    Tehlikeli

    13.20.20

    Keten, rami, kenevir, jüt elyafları ile diğer bitkisel tekstil elyaflarından dokuma kumaş imalatı (pamuk hariç)

    Tehlikeli

    13.20.22

    Suni ve sentetik filamentlerden ve devamsız elyaflardan dokuma kumaş imalatı  (havlu, peluş, vb. ilmeği kesilmemiş kumaşlar ile kadife ve tafting kumaşlar hariç)

    Tehlikeli

    13.20.23

    Dokuma yoluyla imitasyon (taklit) kürk kumaş imalatı

    Tehlikeli

    13.91.01

    Örgü ve tığ işi kumaşların imalatı (penye ve havlı kumaşlar ile raschel veya benzeri makineler ile örülen tül, perde, vb. örgü veya tığ ile örülmüş ürünler dahil)

    Tehlikeli

    13.91.02

    Örme yoluyla imitasyon (taklit) kürk kumaşı imalatı

    Tehlikeli

    24.41.16

    Altın imalatı (işlenmemiş, yarı işlenmiş, toz halde) ile gümüş veya adi metallerin altınla kaplanması veya giydirilmesi

    Çok Tehlikeli

    24.41.17

    Gümüş imalatı (işlenmemiş, yarı işlenmiş, toz halde) ile adi metallerin gümüşle giydirilmesi

    Çok Tehlikeli

    24.41.18

    Platin imalatı (işlenmemiş, yarı işlenmiş, toz halde) ile altın, gümüş veya adi metallerin platinle kaplanması veya giydirilmesi (paladyum, rodyum, osmiyum ve rutenyum imalatı ile platin katalizör imalatı dahil)

    Çok Tehlikeli

    24.41.19

    Değerli metal alaşımlarının imalatı

    Çok Tehlikeli

    32.13.01

    İmitasyon (taklit) takılar ve ilgili eşyaların imalatı

    Tehlikeli

    77.11.01

    Motorlu hafif kara taşıtlarının ve arabaların sürücüsüz olarak kiralanması ve leasingi (3.5 tondan daha az olan otomobil, kamyonet, vb. dahil, motosiklet hariç)

    Az Tehlikeli

    77.12.01

    Motorlu ağır kara taşıtlarının sürücüsüz olarak kiralanması ve leasingi (3.5 tondan daha fazla olan kamyon, treyler (römork), vb.) (karavan ve tarımsal makine ve ekipmanlar ile inşaat makine ve ekipmanlarının kiralanması ve leasingi hariç)

    Az Tehlikeli

    77.21.01

    Eğlence ve spor amaçlı olarak at, midilli, deve vb. kiralanması ve leasingi

    Az Tehlikeli

    77.21.02

    Bisikletlerin kiralanması ve leasingi

    Az Tehlikeli

    77.21.04

    Eğlence ve spor amaçlı sandal, tekne, kano, yelkenli, vb.nin mürettebatsız olarak kiralanması ve leasingi

    Az Tehlikeli

    77.21.90

    Diğer eğlence ve spor eşyalarının kiralanması ve leasingi (kar kayağı, buz pateni, planör, delta kanat, sörf tahtası, su kayağı, golf sopası, kamp malzemesi, plaj sandalyesi ve şemsiyesi, saha oyunları için malzeme, oyuncak vb.)

    Az Tehlikeli

    77.22.01

    Video kasetlerinin, plakların ve disklerin kiralanması

    Az Tehlikeli

    77.29.01

    Gelinlik, kostüm, tekstil, giyim eşyası, ayakkabı ve mücevherlerin kiralanması

    Az Tehlikeli

    77.29.02

    Bys. diğer kişisel ve ev eşyalarının kiralanması ve leasingi (mobilya, elektrikli ve elektronik alet, kitap, TV, kamera, bitki, vb. dahil, müzik aleti, giyim eşyası, mücevher, vb. ile video kasetler, büro mobilyaları, eğlence ve spor ekipmanları hariç)

    Az Tehlikeli

    77.29.03

    Müzik aletlerinin kiralanması ve leasingi

    Az Tehlikeli

    77.31.01

    Tarımsal makine ve ekipmanların operatörsüz olarak kiralanması ve leasingi (tarımsal traktör, pulluk, biçerdöver, süt sağma makinesi, arıcılık makinesi, vb. dahil, çim biçme makineleri hariç)

    Az Tehlikeli

    77.32.01

    Bina ve bina dışı inşaatlarda kullanılan makine ve ekipmanların operatörsüz olarak kiralanması ve leasingi (vinç kamyonu, inşaat ve toprak taşımak için traktör, yol greyderi ve silindiri, buldozer, yapı iskelesi, şantiye kulübesi, vb.) (kurma/sökme hariç)

    Az Tehlikeli

    77.33.01

    Büro makine ve ekipmanlarının operatörsüz olarak kiralanması ve leasingi (kasa, fotokopi makinesi, daktilo, yazar kasa, vb. dahil, bilgisayarlar ve çevre birimleri, telefon ve faks makineleri ve büro mobilyaları hariç)

    Az Tehlikeli

    77.33.02

    Büro mobilyalarının kiralanması ve leasingi (büro sandalyesi ve masasının kiralanması dahil)

    Az Tehlikeli

    77.33.03

    Bilgisayar ve çevre birimlerinin operatörsüz olarak kiralanması ve leasingi (elektronik veri işlemci, merkezi işlem birimi, çevre birimleri, manyetik veya optik okuyucular, vb.)

    Az Tehlikeli

    77.34.01

    Su yolu taşımacılığı ekipmanlarının operatörsüz olarak kiralanması ve leasingi (yolcu ve yük taşımacılığı için ticari tekne ve gemiler dahil, gezinti tekneleri hariç)

    Az Tehlikeli

    77.35.01

    Hava taşımacılığı araçlarının operatörsüz olarak kiralanması ve leasingi (uçak, helikopter, balon, vb.)

    Az Tehlikeli

    77.39.01

    Demir yolu ulaşım ekipmanlarının operatörsüz olarak kiralanması ve leasingi (lokomotif ve diğer vagonlar, metro vagonları, hafif demir yolu ekipmanları, tramvay, vb.)

    Az Tehlikeli

    77.39.02

    Konteynerlerin kiralanması veya leasingi (konaklama ve büro amaçlı olanlar, birden çok taşıma türlerine uygun olanlar ve diğerleri)

    Az Tehlikeli

    77.39.03

    Motosiklet, karavan ve kamp gereçlerinin operatörsüz olarak kiralanması veya leasingi

    Az Tehlikeli

    77.39.04

    Maden ve petrol sahasında kullanılan ekipmanların operatörsüz olarak kiralanması veya leasingi

    Az Tehlikeli

    77.39.05

    Motorlar ve türbinlerin operatörsüz olarak kiralanması veya leasingi

    Az Tehlikeli

    77.39.06

    Mesleki ve bilimsel amaçlı ölçüm ve kontrol ekipmanlarının operatörsüz olarak kiralanması veya leasingi (tıbbi cihaz ve ekipmanların kiralanması dahil)

    Az Tehlikeli

    77.39.07

    Ticari radyo, televizyon ve telekomünikasyon ekipmanları, sinema filmi yapım ekipmanları, telefon, faks makinesi, çağrı cihazı ve hücresel telefonların operatörsüz olarak kiralanması veya leasingi (kişisel ve ev eşyası olan TV, radyo, kameralar hariç)

    Az Tehlikeli

    77.39.08

    Madeni para ile çalışan kumar makinelerinin operatörsüz olarak kiralanması veya leasingi

    Az Tehlikeli

    77.39.10

    Takım tezgahlarının ve diğer ticari ve endüstriyel makinelerin operatörsüz olarak kiralanması veya leasingi

    Az Tehlikeli

    77.39.11

    Tiyatro dekor ve malzemelerinin kiralanması (kostümler hariç)

    Az Tehlikeli

    77.39.13

    Hayvanların kiralanması faaliyetleri (hayvan sürüleri, yarış atları vb.) (eğlence ve spor amaçlı olanlar hariç)

    Az Tehlikeli

    77.39.90

    Başka yerde sınıflandırılmamış genellikle endüstride sermaye malı olarak kullanılan diğer makine, ekipman ve eşyaların operatörsüz olarak kiralanması ve leasingi (sergi malzemesi, palet, vb. dahil, kişisel eşyalar ve ev eşyaları hariç)

    Az Tehlikeli

    77.40.01

    Fikri mülkiyet haklarının ve benzer ürünlerin leasingi (patentli varlıklar, markalar, imtiyaz sözleşmeleri, vb. dahil, telif hakkı alınmış olan çalışmalar hariç)

    Az Tehlikeli

     

     Av. Alper Tunga Çevik

  • 05.03.2016LEGAL POST / 2016-007


    HUKUK POSTASI / 2016-007


    15 Şubat 2016 Tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “İŞ GÜVENLİĞİ UZMANLARININ GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK VE EĞİTİMLERİ HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK” ile iş güvenliği mevzuatında çeşitli değişiklikler yapılmıştır.


    Buna göre yayımlanan yönetmelik ile “İŞ GÜVENLİĞİ UZMANLARININ GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK VE EĞİTİMLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK” ‘in 20 nci maddesine “(7) Bu Yönetmelik kapsamında yapılan sınavlarda başarılı olarak belgelendirilen kişilerden, vize tarihinden önce Bakanlığa başvuru yapmayanların yetki belgeleri vize işlemleri tamamlanıncaya kadar askıya alınır. Vize işlemleri için Bakanlığa başvuruda bulunan kişilerin, vize tarihinden itibaren 60 gün içerisinde vize işlemlerini tamamlaması gerekir” hükmü eklenmiştir. 


    Av. Alper Tunga Çevik

  • 01.03.2016LEGAL POST / 2016-006


    HUKUK POSTASI / 2016-006


    11 Şubat 2016 Tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğ ile KDV Genel Uygulama Tebliği’nde değişiklik yapılmış ve Türkiye Kızılay Derneğine yapılan teslim ve hizmetler ile Türkiye Kızılay Derneği' nin teslim ve hizmetlerinde istisna kapsamına alınmıştır.

     

    İlgili tebliğ hükümlerine göre 15/4/2015 tarihinden itibaren;

     

    · Türkiye Kızılay Derneğine tüzüğünde belirtilen amaçlarına uygun olarak afet yönetimi ve yardımları, barınma, beslenme, sosyal yardımlar, toplumu bilinçlendirme, ulusal ve uluslararası insancıl hukuk ve uluslararası Kızılay-Kızılhaç Hareketi faaliyetleri, savaş veya olağanüstü hâllerdeki görevleri ile kan, sağlık, göç ve mülteci hizmetlerini (sığınmacı hizmetleri dâhil) yerine getirmesine yönelik görevler kapsamında yapılan teslim ve hizmetler,

     

    ·  Türkiye Kızılay Derneğinin ulusal ve uluslararası işbirlikleri, uluslararası mensubiyet ve üyelikleri, Birleşmiş Milletlere bağlı kurum ve kuruluşlar ile uluslararası akreditasyonu olan yardım kuruluşlarıyla yürüttüğü insani yardım faaliyetleri kapsamındaki teslim ve hizmetleri

    istisna kapsamına alınmıştır.

     

    Türkiye Kızılay Derneğine yapılan teslim ve hizmetler ile Türkiye Kızılay Derneğinin teslim ve hizmetlerine yönelik istisna uygulaması yukarıda sayılan işlemlerle sınırlı olup, bunlar dışındaki işlemlerde genel hükümlere göre KDV uygulanacaktır.

     

    Türkiye Kızılay Derneğinin, söz konusu istisna hükmünde belirtilen faaliyetleri ile doğrudan ilgili olmayan mobilya, mefruşat ve benzeri demirbaşlar ile binek otomobili, minibüs, otobüs ve benzeri araç alımları, idari bina, tesis ve teçhizatının temini, inşası, kurulması ve iletilmesine yönelik mal ve hizmet alımları istisna kapsamında değerlendirilmeyecektir.

     

    Ayrıca istisna kapsamında değerlendirilmeyen bu alımlara ilişkin yedek parça, yakıt, tadil, bakım, onarım masrafları ile idari hizmet birimlerinin tadil, bakım, onarım, ısıtma, elektrik, su, doğal gaz giderleri için de istisna uygulanmayacaktır. Öte yandan, her türlü büro malzemesi ve kırtasiye alımları, istisna hükmünde belirtilen faaliyetler ile doğrudan ilgili olmayan yiyecek, giyecek, temizlik malzemeleri alımları ile hizmet teminleri istisna kapsamında yer almamaktadır.

     

    Örnek 1;

     

    Kuzey Marmara Bölge Kan Merkezinin, kan hizmeti ile ilgili bina tesislerinin ve teçhizatının inşası, kurulması ve işletilmesine ilişkin mal ve hizmet alımları istisna kapsamındadır. Kuzey Marmara Bölge Kan Merkezinde alınan veya saklanan kan ile ilgili laboratuvar hizmeti, taşıma hizmeti, tıbbi atık toplama hizmeti gibi hizmet alımları da KDV’den istisnadır.

     

    Ancak, Kan Hizmetleri Genel Müdürlüğünün taşınmaz, mobilya, demirbaş, araç ve benzeri alımları ile bunlara ilişkin tadil, bakım, onarım hizmetleri ve yakıt alımları istisna kapsamında değerlendirilmez.

     

    Örnek 2;

     

    Kan Hizmetleri Genel Müdürlüğünün mobil kan alım faaliyetlerinde kullanmak üzere satın alacağı mobil kan bağışı toplama otobüsü alımı, bu otobüsün içinin kan alma ve saklamaya uygun hale getirilmesine yönelik mal ve hizmet alımları KDV’den istisnadır.

     

    Örnek 3;

     

    Kan bağış merkezinin, kan bankacılığı hizmeti kapsamında kan bağışçısını bilgilendirme formu, kan bağışı ekiplerinde kullanılmak üzere broşür, afiş vb. malzemelerin basımı hizmeti alımı istisna kapsamındadır.

     

     

    Müteselsil Sorumluluk


    İlgili tebliğe göre Türkiye Kızılay Derneğinin mal ve hizmet alımlarında istisna kapsamında işlem yapılabilmesi için, teslim ve/veya hizmetin istisna kapsamında olduğuna ilişkin istisna belgesi ve mal ve hizmet listesinin satıcıya ibraz edilmesi şarttır.

     

    Satıcıların bu belge ve liste olmadan istisna uygulamaları halinde, istisna uygulaması nedeniyle ziyaa uğratılan vergi, ceza, zam ve faizlerden satıcılar ile birlikte Türkiye Kızılay Derneği de müteselsilen sorumlu olacak, İşlemin, istisna için açıklanan şartları baştan taşımadığı ya da şartların daha sonra ihlal edildiğinin tespiti halinde, ziyaa uğratılan vergi ile buna bağlı ceza, faiz ve zamlar, Türkiye Kızılay Derneğinden aranacaktır.


    Beyan


    Bu istisna kapsamında KDV hesaplanmayan teslim ve hizmetler, teslim ve hizmetin gerçekleştiği döneme ait KDV beyannamesinde yer alan "İstisnalar-Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler" kulakçığının, "Tam İstisna Kapsamına Giren İşlemler" tablosunda 324 kod numaralı satırında beyan edilir.

     

    Beyan edilen satırın "Teslim ve Hizmet Tutarı" sütununa istisnaya konu teslim ve hizmetlerin KDV hariç tutarı, "Yüklenilen KDV" sütununa bu teslim ve hizmetlere ilişkin alım ve giderlere ait belgelerde gösterilen toplam KDV tutarı yazılır. İade talep etmek istemeyen mükellefler, "Yüklenilen KDV" sütununa “0” yazmalıdır.


    Av. Alper Tunga Çevik

  • 28.02.2016LEGAL POST / 2016-005


    HUKUK POSTASI / 2016-005


    10 Şubat 2016 Tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6663 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile mevzuat hükümlerinde çeşitli değişiklikler yapılmıştır. Buna göre yapılan değişiklikler aşağıda maddeler halinde sayılmaktadır.

     

    1. Genç Girişimcilerde Kazanç İstisnası


    Gelir Vergisi Kanunu’na eklenen madde ile Ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle adlarına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis olunan ve mükellefiyet başlangıç tarihi itibarıyla yirmi dokuz yaşını doldurmamış tam mükellef gerçek kişilerin, faaliyete başladıkları takvim yılından itibaren üç vergilendirme dönemi boyunca elde ettikleri bu kazançlarının 75.000 Türk lirasına kadar olan kısmı, aşağıdaki şartlarla gelir vergisinden müstesnadır.

     

    İlgili istisna hükümlerinden yararlanabilmek için ;

    ·         İşe başlamanın kanuni süresi içinde bildirilmiş olması,

    ·         Kendi işinde bilfiil çalışılması veya işin kendisi tarafından sevk ve idare edilmesi (Çırak, kalfa veya yardımcı işçi çalıştırmak ya da seyahat, hastalık, askerlik, tutukluluk ve hükümlülük gibi zaruri ayrılmalar dolayısıyla geçici olarak işinde bilfiil çalışmamak bu şartı bozmaz.),

    ·         Faaliyetin adi ortaklık veya şahıs şirketi bünyesinde yapılması hâlinde tüm ortakların işe başlama tarihi itibarıyla bu maddedeki şartları taşıması,

    ·         Ölüm nedeniyle faaliyetin eş ve çocuklar tarafından devralınması hâli hariç olmak üzere, faaliyeti durdurulan veya faaliyetine devam eden bir işletmenin ya da mesleki faaliyetin eş veya üçüncü dereceye kadar (bu derece dâhil) kan veya kayın hısımlarından devir alınmamış olması,

    ·         Mevcut bir işletmeye veya mesleki faaliyete sonradan ortak olunmaması.

    şartlarının sağlanması gerekmektedir.

     

    2. 25 Yaşını Doldurmamış Olanlara Pasaport Harç İstisnası

    Harçlar Kanunu’nun da yapılan değişikliğe göre tahsilde olup 25 yaşını doldurmamış olanlara verilecek pasaportlara harç istisnası getirilmiştir.

     

    3. Bazı Mal ve Hizmet Teslimlerinde KDV İstisnası

    KDV Kanunu’nun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiş ve sayılan mal ve hizmet teslimleri KDV istisnası kapsamına alınmıştır.

     

    “ı) Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından tescil edilen gübreler ve gübre üreticilerine bu ürünlerin içeriğinde bulunan ham maddelerin teslimi ile küspe  (Türk Gümrük Tarife Cetvelinin 2303.10 tarife pozisyon numarasında sınıflandırılan nişastacılık artıkları ve benzeri artıklar ile 2303.30.00.00.00 gümrük tarife istatistik pozisyon numarasında sınıflandırılan biracılık ve damıtık içki sanayinin posa ve artıkları hariç), tam yağlı soya (fullfat), kepek, razmol, balık unu, et unu, kemik unu, kan unu, tapyoka (manyok), sorgum ve her türlü fenni karma yemler (kedi-köpek mamaları hariç), saman, yem şalgamı, hayvan pancarı, kök yemler, kuru ot, yonca, fiğ, korunga, hasıl ve slajlık mısır, üçgül, yemlik lahana, yem bezelyesi ve benzeri hayvan yemleri (yeşil ve kuru kaba yemler ve bunların pellet şeklinde veya mevsimsel ihtiyaçlara göre bir bağlayıcı kullanılarak veya kullanılmadan işlem görmüş olanları dâhil) teslimi,”

     

    4. Doğum Ve Evlat Edinme Sonrası Yarım Çalışma Ödeneği

    Yapılan değişiklik ile işçiye haftalık çalışma süresinin yarısı kadar verilen ücretsiz izin süresince doğum ve evlat edinme sonrası yarım çalışma ödeneği ödeneceği hükmü getirilmiştir.

     

    Buna göre, Ödenek süresi, 4857 sayılı Kanunun 63 üncü maddesinde belirtilen haftalık çalışma süresinin yarısı kadar olacaktır.

     

    Yarım çalışma ödeneği, çalışılan aya ait aylık prim ve hizmet belgesinin ilişkin olduğu aydan sonraki ikinci ay içinde Fondan aylık olarak ödenir. Doğum ve evlat edinme sonrası yarım çalışma ödeneğinin günlük miktarı, günlük asgari ücretin brüt tutarı kadardır.

     

    5. Kısmi Çalışma Süresi Hakkı

    4857 sayılı İş Kanununun 13 üncü maddesine eklenen fıkralar ile mecburi ilköğretim çağının başladığı tarihi takip eden ay başına kadar bu maddeye göre ebeveynlerden biri kısmi süreli çalışma talebinde bulunabilecektir.


    Av. Alper Tunga Çevik

  • 26.02.2016LEGAL POST / 2016-004


    HUKUK POSTASI / 2016-004

    Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) internet sitesinde 02.02.2016 tarihinde yayımlanan tebliğ ile Katma Değer Vergisi (KDV) Genel Uygulama Tebliğinde değişiklik yapılmış ve Türkiye Kızılay Derneği’ne yapılan bazı mal ve hizmet teslimleri KDV istisnası kapsamına alınmıştır.

    Yayımlanan tebliğ ile KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/B) kısmının 9 uncu bölümünden sonra gelmek üzere 10 uncu bölüm eklenmiş ve ilgili bölüm ile 15/4/2015 tarihinden itibaren,

    · Türkiye Kızılay Derneğine tüzüğünde belirtilen amaçlarına uygun olarak afet yönetimi ve yardımları, barınma, beslenme, sosyal yardımlar, toplumu bilinçlendirme, ulusal ve uluslararası insancıl hukuk ve uluslararası Kızılay-Kızılhaç Hareketi faaliyetleri, savaş veya olağanüstü hâllerdeki görevleri ile kan, sağlık, göç ve mülteci hizmetlerini (sığınmacı hizmetleri dâhil) yerine getirmesine yönelik görevler kapsamında yapılan teslim ve hizmetler,

    · Türkiye Kızılay Derneğinin ulusal ve uluslararası işbirlikleri, uluslararası mensubiyet ve üyelikleri, Birleşmiş Milletlere bağlı kurum ve kuruluşlar ile uluslararası akreditasyonu olan yardım kuruluşlarıyla yürüttüğü insani yardım faaliyetleri kapsamındaki teslim ve hizmetleri,

    KDV istisnası kapsamına alınmıştır.

    Yayımlanan tebliğe göre, Türkiye Kızılay Derneğinin, söz konusu istisna hükmünde belirtilen faaliyetleri ile doğrudan ilgili olmayan mobilya, mefruşat ve benzeri demirbaşlar ile binek otomobili, minibüs, otobüs ve benzeri araç alımları, idari bina, tesis ve teçhizatının temini, inşası, kurulması ve iletilmesine yönelik mal ve hizmet alımları istisna kapsamında değerlendirilmez. İstisna kapsamında değerlendirilmeyen bu alımlara ilişkin yedek parça, yakıt, tadil, bakım, onarım masrafları ile idari hizmet birimlerinin tadil, bakım, onarım, ısıtma, elektrik, su, doğal gaz giderleri için de istisna uygulanmaz. Öte yandan, her türlü büro malzemesi ve kırtasiye alımları, istisna hükmünde belirtilen faaliyetler ile doğrudan ilgili olmayan yiyecek, giyecek, temizlik malzemeleri alımları ile hizmet teminleri istisna kapsamında yer almamaktadır.

    Örnek 1: Kuzey Marmara Bölge Kan Merkezinin, kan hizmeti ile ilgili bina tesislerinin ve teçhizatının inşası, kurulması ve işletilmesine ilişkin mal ve hizmet alımları istisna kapsamındadır. Kuzey Marmara Bölge Kan Merkezinde alınan veya saklanan kan ile ilgili laboratuvar hizmeti, taşıma hizmeti, tıbbi atık toplama hizmeti gibi hizmet alımları da KDV’den istisnadır.
    Ancak, Kan Hizmetleri Genel Müdürlüğünün taşınmaz, mobilya, demirbaş, araç vb. alımları ile bunlara ilişkin tadil, bakım, onarım hizmetleri ve yakıt alımları istisna kapsamında değerlendirilmez.

    Örnek 2:  Kan Hizmetleri Genel Müdürlüğünün mobil kan alım faaliyetlerinde kullanmak üzere satın alacağı mobil kan bağışı toplama otobüsü alımı, bu otobüsün içinin kan alma ve saklamaya uygun hale getirilmesine yönelik mal ve hizmet alımları KDV’den istisnadır.

    Av. Alper Tunga Çevik
  • 05.02.2016LEGAL POST / 2016-003


    HUKUK POSTASI / 2016-003
     
    Gelir İdaresi Başkanlığı internet sitesinde 28.01.2016 tarihinde yayımlanan  GVK-99 /2016-1 sayılı Gelir Vergisi Sirküleri ‘ne göre, Gelir ve Kurumlar vergisine yönelik iade talepleri 2015 ve takip eden hesap dönemlerinde Gelir ve Kurumlar Vergisi Standart İade Sistemi (GEKSİS) vasıtasıyla elektronik ortamdan gerçekleştirilecektir.
     
    Buna göre, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun;
     
    - Mükerrer 120 nci maddesi kapsamında iadesi gereken geçici vergilerden ve
     
    - 121 inci maddesi kapsamında, Kanunun 94 üncü ve geçici 67 nci maddeleri uyarınca tevkif edilmiş vergilerden kaynaklanan gelir vergisi iade talepleri ile
     
    5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun;
     
    - 32 nci maddesi kapsamında Gelir Vergisi Kanununun ilgili hükümlerine göre ödenen geçici vergilere ilişkin iade taleplerinde ve
     
    - 34 üncü maddesi kapsamında Kanunun 15 ve 30 uncu maddeleri ile Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 nci maddesi uyarınca tevkif edilmiş vergilerden kaynaklanan kurumlar vergisi iade taleplerinde,                                                                                                                                                                                           söz konusu maddelerde yer alan yetki çerçevesinde Maliye Bakanlığı tarafından gerekli görülen bilgi ve belgeler elektronik ortamda alınacaktır.
     
    İade talebine ilişkin olarak elektronik ortamda alınması uygun görülen liste ve/veya tablolar dışında kalan diğer belgelerin önceden olduğu gibi vergi dairesine intikal ettirilmesi gerekmektedir.

    Av. Alper Tunga Çevik
  • 25.01.2016LEGAL POST / 2016-002


    HUKUK POSTASI / 2016-002

    27.01.2016 tarih ve 29606 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6661 sayılı Askerlik Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa eklenen Geçici 68 inci madde eklenmiş ve eklenen geçici madde ile asgari ücret artışı ile işverenlere sağlanan prim desteklerinin usul ve şartları belirlenmiştir.

    Buna göre, ilgili geçici maddenin birinci fıkrası ile,

    a) 2015 yılının aynı ayına ilişkin Kuruma verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde prime esas günlük kazancı 85 TL ve altında bildirilen sigortalıların toplam prim ödeme gün sayısını geçmemek üzere, 2016 yılında cari aya ilişkin verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde bildirilen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme gün sayısının,

    b) 2016 yılı içinde ilk defa bu Kanun kapsamına alınan iş yerlerinden bildirilen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme gün sayısının,

    2016 yılı Ocak ila Aralık ayları/dönemleri için günlük 3,33 TL ile çarpımı sonucu bulunacak tutar(Aylık olarak 100TL), bu işverenlerin Sosyal Güvenlik Kurumuna ödeyecekleri sigorta primlerinden mahsup edilir ve bu tutar Hazinece karşılanır. Buna göre 2016 yılının Ocak ayı için bulunacak olan destek tutarı, 2015 yılı Ocak ayına ait prim ve hizmet belgelerinde prime esas kazancı 85 TL’nin altında yer alan sigortalılar baz alınarak hesaplanacaktır.

    Ayrıca eklenen geçici maddeye göre,

    a) Mevcut bir işletmenin kapatılarak değişik bir ad, unvan ya da bir iş birimi olarak açılması veya yönetim ve kontrolü elinde bulunduracak şekilde doğrudan veya dolaylı ortaklık ilişkisi bulunan şirketler arasında istihdamın kaydırılması

    b) Şahıs işletmelerinde işletme sahipliğinin değiştirilmesi gibi Hazine katkısından yararlanmak amacıyla muvazaalı işlem tesis ettiği anlaşılması,

    c) Sigortalıların prime esas kazançlarını 2016 yılı için eksik bildirdiği tespit edilmesi,

    Durumunda ilgili iş yerlerinden Hazinece karşılanan tutar gecikme cezası ve gecikme zammıyla birlikte geri alınacak ve bu iş yerleri hakkında ilgili madde hükümleri uygulanmayacaktır.

    İşverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili 2016 yılına ilişkin olarak,

    a) Aylık prim ve hizmet belgelerini yasal süresi içerisinde vermediği,

    b) Sigorta primlerini yasal süresinde ödemediği,

    c) Denetim ve kontrolle görevli memurlarca yapılan soruşturma ve incelemelerde çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği veya bildirilen sigortalının fiilen çalışmadığı

    tespit edilen işverenler, Sosyal Güvenlik Kurumuna prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunması hâllerinde yukarıda belirtilen hazine yardımından yararlanamayacaktır.

    Ancak Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarını 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesine göre tecil ve taksitlendiren işverenler bu tecil ve taksitlendirme devam ettiği sürece anılan fıkra hükmünden yararlanabilecektir.

    Av. Alper Tunga Çevik
  • 05.01.2016LEGAL POST / 2016-001

    HUKUK POSTASI / 2016-001 

    23 Ocak 2016 günü Resmi Gazete’de yayımlanan “Çek Defterlerinin Baskı Şekline, Bankaların Hamile Ödemekle Yükümlü Olduğu Miktar İle Çek Düzenleme Ve Çek Hesabı Açma Yasağı Kararlarının Bildirilmesine Ve Duyurulmasına İlişkin Tebliğ (Sayı: 2010/2)’De Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” e göre karşılığı bulunmayan çeklerle ilgili olarak muhatap bankanın, ibraz eden düzenleyici dışındaki hamile, süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için ödemesi gereken tutar 1.200,00 TL’den 1.290,00 TL’ye çıkarılmıştır.

    Av. Alper Tunga Çevik
  • 22.06.2018About Compensation For Loss of Support

    TRAFİK KAZASI GEÇİRENLER DİKKAT!

      Bilindiği gibi ülkemizde, trafik kazasında hayatını kaybetmiş kişilerin eşi, çocukları, anne ve babaları gibi yakınları destekten yoksun kalma tazminatı adı altında sigorta şirketlerinden yüklü tazminatlar alabiliyorlar. Yargıtay yerleşmiş içtihatı sayesinde, trafik kazasında ölen kişi kazada kusurlu olsun veya olmasın , ölen kişinin yakınlarına Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında sigorta şirketleri tarafından yüklü ödemeler yapılıyordu. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları nın değişmesiyle trafik kazası sonrası destekten yoksun kalma tazminatı ödemelerinde önemli değişiklikler oldu. Peki destekten yoksun kalma tazminatı nedir ve yapılan değişiklik kimleri etkileyecektir?

    Yakınını Kaybetmiş Kişilere Tazminat

      Destekten yoksun kalma tazminatı, trafik kazasında ölen kişinin, kaza gerçekleşmemiş olsaydı gerek maddi yardımda bulunarak gerekse işlerinde yardım ederek geride kalanlara sağlayacağı faydanın ölüm sebebiyle imkansız hale gelmesi dolayısıyla geride kalanlara ödenen tazminat olarak tanımlanabilir. Destekten yoksun kalma tazminatı sayesinde trafik kazası sebebiyle ölen kişinin desteğinden yoksun kalmış veya kalacak olan kişilerin tazminat talep hakkı doğmaktadır.  üstelik bu kişiler sadece mirasçılar değildir, ölen kişiye yakınlık konusunda aranan tek şart ölen kişinin gerisinde bıraktığı kişiye destek olmasıdır. Duruma örnekler vermek gerekirse; bir kişi, somut olayın özellikleri çerçevesinde anne ve babasının, eşinin, nişanlısının, çocuklarının, kardeşlerinin desteği sayılabilir. Kişinin akrabalık ilişkisi bulunmadan yardım etmek amacıyla baktığı bir hasta ya da eğitimine maddi destek sağladığı öğrenciler de destekten yoksun kalma tazminatı hakkına sahip olacaklardır.

    Ödemeyi Sigorta Şirketleri Yapıyor

      Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları gereği, sigorta şirketleri aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet verilmiş olması durumunda poliçe limitlerine kadar zararı karşılamakla sorumludur. Bu durumun yakınını kaybetmiş ve bu sebeple onun desteğinden mahrum kalmış kişiler için en büyük faydası karşılarında ödeme gücü olan şirketlerin bulunmasıdır. Her ne kadar sigorta şirketleri kaza gerçekleştikten sonra kendilerine başvuru yapıldığından ödemeye yanaşmasalar da, dava yoluna başvurulduğunda ödemeye mecbur kalmaktadırlar. 

    Değişiklik Öncesi ve Sonrası Durum

      14 Mayıs 2015 tarihli Genel Şartlar ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası’nda köklü değişiklikler yapılmıştır. Bu değişikliklerin en önemlilerinden biri destekten yoksun kalma tazminatı hakkındadır. Düzenleme 01.06.2015 tarihinde geçerli olmak üzere yürürlüğe girmiştir. 

      Yapılan değişikle, destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” teminat dışı kalmıştır. Önceki durumda kaza geçirip hayatını kaybeden kişi kazada kusurlu olsun olmasın geride bıraktığı ve destek olduğu yakınları sigorta şirketlerinden destekten yoksun kalma tazminatı talep edebiliyordu. Ancak yapılan değişikle 01.06.2015 tarihinden sonra gerçekleşen kazalarda ölen kişinin kusur durumu dikkate alınacaktır. Yani mevcut duruma göre, ölen desteğin yüzde yüz kusurlu olması durumunda ölenin desteğinden yoksun kalanlara herhangi bir tazminat ödemesi yapılmayacak, kusurun taraflar arasında paylaşıldığı durumda ise ölen kişinin kusursuzluğu oranında ölenin desteğinden yoksun kalanlara tazminat ödemesi yapılacak.

    Yakınların Ne Yapması Gerekiyor?

      Trafik kazasında yakınları kaybetmiş kişilerin, uğradıkları zarar sebebiyle Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında sigorta şirketlerine başvurmaları gerekiyor. Ancak genellikle sigorta şirketleri ödemeye yanaşmıyor ya da çok düşük meblağlı tekliflerde bulunuyorlar. Bu noktada da yakınların gerekli hukuki yardımı alarak sigorta şirketlerine dava açmaları ve davanın takibini yapmaları gerekiyor. 

    Av. Lale Azeroğlu


  • 02.11.2018About Occupational Accidents


    8 SORUDA İŞ KAZASI

      Türkiye’de yaşanan iş kazaları son yıllarda en önemli gündem maddelerinden biri haline geldi. Yaşanan ihmaller, çok sayıda can kaybının yaşanması, işçilerin ciddi yaralanmalar yaşaması ve buna rağmen haklarının ödenmemesi konunun önemini oldukça arttırdı. Konunun önemi sebebiyle bu yazıda iş kazasının ne olduğu, işçilerin haklarının neler olduğu ve neler yapmaları gerektiği incelenecektir.

    Kaza nerede – ne zaman gerçekleşirse iş kazası sayılır?

      Bir olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağının en önemli unsurlarından biri, kazanın nerede ve ne zaman gerçekleştiğidir. Kanun yer-zaman tanımlaması yapmış ve nerede- ne zaman gerçekleşen kazaların iş kazası sayılacağını saymıştır. Kanuna göre, işçinin işyerinde bulunduğu sırada, bir işverene bağlı olarak çalışan işçinin, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,  emziren kadın işçinin, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda, işçilerin, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında gerçekleşen kazalar iş kazası sayılacaktır. 

    Hangi olaylar iş kazası kapsamındadır?

      Kanun iş kazası konusunda özel bir tanımlama yapmamış ve geniş bir çerçeve çizmiştir. Kanuna göre işçiyi hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olaylar iş kazası kapsamındadır. Görüldüğü üzere kanunda özellikli durumlara değinilmemiş , işçiyi ruhen veya bedenen engelli hale getiren her olay iş kazası sayılmıştır.

    İş kazasını SGK ya kim bildirecektir?

      İşçinin iş kazası geçirmesi halinde, işvereni tarafından 3 iş günü içinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirimde bulunulmalıdır. Bu bildirimin yapılmaması halinde işçi SGK’ ya ihbarda bulunabilir. İşverenin bu bildirimde bulunmaması durumunda, işçi SGK’ ya ihbarda bulunduğunda, ihbar tarihine kadar geçen süre için sigortalıya ödenecek geçici iş göremezlik ödeneği, SGK tarafından işverenden tahsil edilip işçiye ödenir. Bu sayede de işçi geç bildirimden dolayı hak kaybına uğramamış olur.

    İş kazası sonrası tazminatlar için kıdeme sahip olmak gerekir mi?

      Kanuna göre iş kazası sonrası tazminat hakları için herhangi bir kıdem şartı yoktur. İşçi işe başladığı gün kaza geçirmiş olsa bile tüm tazminatlarını alabilecektir, işçinin sigortalı çalışıyor olması yeterlidir.

    İşçi hangi haklara sahiptir?

      İş kazası geçiren işçinin tazminat kalemleri, geçici iş göremezlik ödeneği ve sürekli iş göremezlik geliridir. İşçi ölmüş ise ölen sigortalının hak sahiplerine gelir bağlanması söz konusu olmakta, gelir bağlanmış olanın kız çocuklarına evlenme ödeneği, ölen işçi için cenaze ödeneği gibi ödenekler de ödenmektedir.

    Tazminat bedelleri nedir?

      İşçinin hak kazanacağı tazminat miktarı yaşı, geliri, statüsü, yaptığı işin niteliği, malullük oranı gibi özelliklere göre değişmektedir. İşçinin ölümü halinde yakınlarının alacakları tazminat miktarı da bu değişkenlere göre belirlenmektedir.

    İşçilerin veya yakınlarının manevi tazminat hakkı da var mıdır?

      Maddi tazminatların dışında işçi ve işçi yakınlarının manevi tazminat hakkı da söz konusudur. Yaralanma halinde işçinin ve yakınlarının , ölüm halinde yine işçi yakınlarının çektikleri elem ve ıstıraba göre belirlenecek manevi tazminat talep etme hakları vardır.

    Av. Fatma Cansu Kılınç




  • 11.12.2018About Overtime Wage


    ÖDENMEYEN FAZLA MESAİ ÜCRETLERİ

      Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’ne göre üye ülkeler arasında Türkiye fazla mesai konusunda rekortmen. Çeşitli ülkelerde haftalık mesai saatleri aşağı çekilmeye çalışılırken ülkemizde durum içler açısı. İş Kanunu’na göre haftada 45 saat çalışması gereken işçiler, işverenler tarafından fazla mesaiye zorlanıyor ve fazla mesai nedeniyle kendilerine herhangi bir ödeme yapılmıyor. Bazı sektörlerde haftalık mesai süresi 70 saati aşıyor. Peki işçiler bu durumda neler yapabilir, hukuki yollar nelerdir?

    Fazla Mesai Nedir?

      Belirttiğimiz gibi haftalık çalışma süresi 45 saat ve bu sürenin üstündeki her çalışma fazla mesai sayılıyor. İş Kanunu’muza göre de fazla mesai ücreti normal çalışma ücretinin bir buçuk katı ve bu bedelin fazla mesai süresiyle çarpılarak işçinin ücretine eklenmesi gerekiyor. Oysa ülkemizde fazla mesai ödemesi bir zorunluluk olmasına rağmen, işçiye fazla mesai ödemesi yapmamak işverenlerin genel politikası halinde. 

    Haklı Nedenle Fesih Sebebi

      Haftalık 45 saatin üstünde çalışma yapan işçinin öncelikle bu saatlere ilişkin ücret ödemesi konusunda işvereninden talepte bulunması gerekecek. İşverenin ödemeye yanaşmaz ise, işçi aylık ücretinin ödenmemesi ile aynı haklara sahip hale gelecek. Şöyle ki; ücret ödeme borcu işçinin iş görme borcu karşısında yer alan ve işverenin iş sözleşmesinden doğan temel borçlarının başında geliyor. İşverenin işçinin ücretini ödememesi, eksik ödemesi veya eksik hesap etmesi gibi davranışları, asli borcu olan ücret ödeme borcuna aykırılık oluşturuyor. Ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmeyen veya ödenmeyen işçi, iş sözleşmesini bu haklı nedene dayalı olarak derhal feshedebiliyor. Fazla mesai ücreti hesaplayıp ödememek de bu bağlamda olduğundan işçinin sözleşmesini haklı nedenle feshedecek ve böylelikle diğer şartların da mevcut olması halinde hem fazla mesai ücretlerini alabilecek hem de kıdem tazminatı hakkını elde edecektir. 

    Bazı Sektörlerde Durum İçler Açısı

      Fazla mesainin çok yoğun yaşandığı sektörlerin başında ulaşım yer alıyor. Günlük 18 e yakın mal taşıyan tır şoförleri hak ettikleri fazla mesai ödemelerini alamıyor. Üstelik bu kadar yoğun çalışmaları dolayısıyla kaçınılmaz olarak bir hata yaptıklarında sözleşmeleri derhal feshediliyor. İşveren bu sayede hem fazla mesai ödemelerinden kurtuluyor hem de işçilerin kıdem tazminatlarını ödemekten kaçıyor. 

      Benzer durum dershanede çalışan öğretmenler için geçerli. Özellikle sınav dönemlerinde çok yoğun mesai yapan öğretmenler fazla mesai ücret ödemesi alamıyor, fazla mesai adeta sektörün bir gereği olarak görülüyor. 

      Sağlık sektöründe de durum çok farklı değil. Özellikle hemşireler ve hasta bakıcılar haftalık çok yoğun mesai yapmalarına rağmen, bu mesai ücretleri aylık ücretlerine dahilmiş gibi düşünülüyor. Hastanelerde nöbet ve çalışma çizelgeleri usulüne uygun tutulduğundan sağlık sektörü çalışanları fazla mesai yaptıklarını ispat etmek konusuna diğer sektörlere göre daha şanslı. 

      Yukarıda açıkladığımız şekilde, özellikle bu sektörler açısından, öncelikle işverenden fazla mesai ücreti ödemesi hususunda talepte bulunulması gerekiyor. İşverenin ödeme yapmaması durumunda da işin yargıya taşınması söz konusu oluyor. Fazla mesai ödemesi yapılmaması nedeniyle sözleşme işçi tarafından haklı nedenle feshedilirse, açılacak davada hem fazla mesai ücretleri hem de kıdem tazminatı talep edilebiliyor. 

     Av. F. Cansu Kılınç

  • 27.12.2018About Loss In Value


    ARACI HASAR GÖREN SÜRÜCÜLER HAKLARINDAN HABERSİZ

      Bilindiği üzere trafikte seyreden ve herhangi bir kazaya karışan araçta oluşan hasar tamir bedeli sigorta şirketlerince poliçe kapsamı doğrultusunda karşılanmaktadır. Bu noktada sürücülerin mağduriyetleri giderilmekte ve herhangi bir sorun yaşanmamaktadır. Ancak tamir görmüş araç sahipleri araçlarını satmak istediklerinde aslında kaza sebebiyle bir zararlarının daha olduğunu ve bunun karşılanmamış olduğunu farkediyorlar : DEĞER KAYBI!

    Değer Kaybı Nedir?

      Değer kaybı, hasar alarak onarım gören aracın ikinci el piyasa değerindeki düşüşü ifade eder. Kaza geçirip hasar gören araç, en iyi şekilde tamir edilmiş olsa bile değerinde bir düşüş olacaktır. Hatta genellikle bu bedel tamir bedelinden bile daha yüksek bir meblağı oluşturmaktadır. 10.000 – 15.000 TL ye varan bu kayıplar herhangi bir kurum tarafından karşılanmamış olduğundan araç sahiplerinin zararı olarak karşımıza çıkmaktadır.

    Değer Kaybı Sigortadan İstenebilir Mi?

      Zorunlu trafik sigortası kapsamında mümkün! Kaza sebebiyle aracı hasar görmüş araç sahibi, karşı tarafın Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Trafik Sigortacısından bu bedelin tahsilini sağlayabilir. Ancak araç sahibi vatandaşlar ve özellikle çok sayıda araçları olan otomotiv sektöründe faaliyet gösteren şirketler değer kaybının zorunlu trafik sigortacısından karşılandığı konusunda yeterince bilgi sahibi olmadığından binlerce lira sigorta şirketlerine kalmaktadır.

    Kusur Durumu

      Bu noktada akıllara gelen en önemli sorulardan biri kusur durumu. Zorunlu trafik sigortacısı aracı kusurlu olduğu için hasar görmüş ve değer kaybına uğramış kişileri ne yazık ki korumuyor. 

    Dava Açmak Zorunda Mıyım?

      Vatandaşların haklarına kavuşmaları noktasında ülkemizin en önemli sorunlarından biri adalet mekanizmasının yavaş işlemesi ve pahalılığı. Mahkeme yolu meşakkatli ve ortalama bir vatandaşın ekonomik durumunu neredeyse sarsacak derecede masraflı olduğundan vatandaşlar haklarını arama noktasında iki kere düşünmek zorunda kalıyorlar. Oysa ki değer kaybını sigorta şirketlerinden tahsil etmede tek yol mahkeme değil. Yargılamanın uzun sürdüğü mahkeme yolu yerine tahkim yoluna başvurabilme imkanı sayesinde vatandaşlar değer kaybı tazminatlarını hem 6 ay gibi çok kısa sürede hem de mahkeme yoluna göre oldukça düşük harçlar ödeyerek tahsil edebiliyorlar. 

    Zamanaşımı Var Mı?

      Değer kaybı talebi için 2 yıllık zamanaşımı süresi söz konusu. Bu durumda aracınız son iki sene içinde hasara uğradı ve zorunlu trafik sigortacısı şirketlerden değer kaybı konusunda herhangi bir talebiniz olmadı ise hakkınız hala baki demektir. Kaza tarihinden itibaren iki yıllık süre dolmadan bu hakkınızı sigortacıdan talep etmeniz gerekli.

    Avukata Başvurmak Zorunda Mıyım?

      Değer kaybı tazminatı talepleri açısından aslında avukata başvurma gibi bir zorunluluk söz konusu değil. Ancak sürecin doğru yönetilmesi ve herhangi bir hak kaybına uğramamak adına bir avukata başvurulması faydalı olacaktır. 

    Lale Azeroğlu


  • 28.10.2018Rights Of Cunsomers About Defective Goods

    AYIPLI MAL DURUMUNDA TÜKETİCİNİN HAKLARI

      Ülkemizde son yıllarda popülerliği artan hukuk dallarından biri de tüketici hukuku. Avrupa ve Amerika’daki gelişmelerin çok gerisinde kalmış olsak da 2014 yılında yürürlüğe giren yeni tüketici kanunu ile tüketici hukuku uygulamamız açısından önemli gelişmeler yaşandı. Bunlarda biri de ayıplı mal konusunda tüketicinin seçimlik hakları.

    Tüketici miyim?

      6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un , 3 .maddesinde tüketici kelimesinden ne anlamamız gerektiği tanımlanıyor. Maddeye göre tüketici “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade ediyor. Demek ki kanun yapılan mal alımında tarafın amacına bakıyor, amacının ticari ya da mesleki olmaması durumunda tüketici olduğunu kabul ediyor. Örneğin evinizde kullanmak üzere saç kurutma makinası aldığınızda tüketicisiniz, ancak berberde kullanmak üzere saç kurutma makinası alındığında amacınız artık ticari/mesleki olduğundan tüketici sayılmayacak ve tüketiciye sağlanan imkanlardan yararlanamayacaksınız. Özetle kıstas ürün değil, tarafın niyeti.

    Ayıplı mal nedir?

      Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan mal şeklinde tanımlanıyor. Yani bir malın ayıplı sayılmasındaki tek kıstas taraflarca kararlaştırılmış olana uymaması değil, bir üründen objektif olarak beklenebilecek özellikleri taşımaması da ürünün ayıplı mal sayılması için yeterli. 

    Haklarım neler?

      Kanuna göre, malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketicinin seçimlik hakları söz konusu; bunlar;
    - Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, 
    - Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, 
    - Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, 
    - İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilir. 

      Görüldüğü üzere yaygın olarak bilinenin aksine, tüketicinin tek hakkı aldığı malı ücretsiz tamir ettirmek değil. Tüketicinin sözleşmeden vazgeçme, bir miktar indirim isteme ve ürünün ayıpsız misliyle değiştirilmesini isteme hakları da var. Bu hakların yanında ayrıca bir zarar oluşmuşsa onlar da talep edilebilir.

    Nereye başvurabilirim?

      Ayıplı mal satın aldığını düşünen tüketicilerin başvurması gerekli mercii ilçe tüketici hakem heyetleri, il tüketici hakem heyetleri veya tüketici mahkemeleridir. Tüketici Hakem Heyetleri illerde Ticaret İl Müdürlüğü, ilçelerde Kaymakamlık bünyesinde oluşturulmuştur. Bu noktada hangi kuruma başvurulacağı bedele bakılarak belirlenmektedir. 2015 yılı İl Tüketici Hakem Heyetleri için 3.480 TL, İlçe Tüketici Hakem Heyetleri için 2.320 TL altında bulunan uyuşmazlıklarda Tüketici Hakem Heyetine başvurulması zorunludur. Dolayısıyla 3.480 TL üzerindeki bedeller için de tüketici mahkemelerine başvurulacaktır. 
    Burada tüketiciye sağlanan önemli bir kolaylık da bu davaların harçtan muaf olmasıdır. Harç muafiyeti sayesinde tüketiciler cüzi bedeller ödeyerek dava açabilecek ve ayıplı mal dolayısıyla içinde bulundukları mağduriyeti giderebileceklerdir.

    Zamanaşımı var mı?

      Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna göre taraflar arasındaki sözleşmede daha uzun bir süre belirlenmediği takdirde, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, malın tüketiciye teslim tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu iki yıllık zamanaşımının yanında konunun önemine binaen taşınmaz mallar için ayrı bir düzenleme getirilmiş, bu süre konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda taşınmazın teslim tarihinden itibaren beş yıl olarak belirlenmiştir. 

    Lale Azeroğlu